Cuma, Nisan 19, 2024

Bülent Bulduk yazdı | Emekçiler kuşatılırken – 2: İşsizlik ve yoksulluk girdabında emekçiler

Geçen hafta 24 Haziran sonrası çalışma yaşamındaki yasal değişiklikleri incelemiş, emekçilerin kazanımlarının yasal değişiklikler ile nasıl budanacağını ele almıştık. 24 Haziran seçimlerin sonrası etkisini hissettiren ekonomik krizin emekçiler üzerinde yarattığı olumsuz etkilere değinmeye devam edeceğiz. Krizin sorumlusu siyasi anlayış kriz koşullarının bedelini milyonlarca emekçiye ödetmeye devam ederken, işsizlik ve günden güne derinleşen yoksulluk halleri çalışanların yaşamlarını alt üst ederken, kriz koşulları ve emeğe yönelik anti demokratik uygulamalar emekçilerin kendilerini var edebilme mücadelesinde ki süreçte emekçiler aleyhine hızlıca işlemeye devam ediyor.

Erdoğan’ın çalışanlara vaat ettiği tek şey işsizliktir

TÜİK’in son Aralık 2018 için açıkladığı iş gücü verileri krizin çalışanlar adına vahametini gözler önüne serdi. Açıklanan verilere göre işsizlik oranı yüzde 13,5 yükselirken bu durum neredeyse Cumhuriyet tarihinin rekor seviyesine yaklaştığını gösteriyor. Açıklanan verilere göre dar tanımlı işsiz sayısı 4 milyon 302 bin. DİSK-AR araştırmalarına göre geniş tanımlı işsiz sayısı ise 7 milyonu aşmış durumda. Bu veriler aynı zamanda Yeni Ekonomik Programında birkaç ay içerisinde tepetaklak olduğunun da bir göstergesi. Damat Albayrak’ın ‘’Yeni Ekonomik Program’’ hedefinde açıkladığı işsizlik oranının yüzde 11,3 düşürme planı çoktan çökmüş görünüyor.

Ekonomik krizin bedeli özellikle 24 Haziran seçimleri sonrasında daha çok belirgin hale gelirken, kayıtlı işsiz sayısı 24 Haziran 2018 genel seçimlerinden bugüne kadar 1 milyon 105 kişiye yükselmiştir. Temmuz 2018’de işsiz sayısı 2.67 milyon iken ekonomik krizin iyice belirgin hale geldiği ve döviz kurunda büyük dalgalanmaların yaşandığı Ağustos 2018’den bugüne kadar 1 milyon 105 bin yurttaş işsiz kalmıştır.

Toplum Yararına Program gibi belirli bir dönemi kapsayan güvencesiz istihdam koşulları da işsizlik verilerini sadece belirli dönemler içerisinde aşağıya çekmeye çalışsa da en nihayetinde durumun ciddiliğini gizleyememiştir. İktidarın sürekli olarak başlattığı sözde ‘’istihdam seferberliği de’’ işsizliği azaltma noktasında herhangi bir ilerleme kaydedemediği açık ve nettir.

Türkiye OECD ülkeler ile kıyaslandığında en yüksek 3. İşsizlik oranına sahip ülke konumundadır. OECD ülkelerinde ortalama işsizlik yüzde 6 iken Türkiye’de bu oran 2 katından fazladır. Yine 2015’ten bugüne Türkiye’de işsizlik istikrarlı bir şekilde artmaktadır. Son 5 yılın verileri incelendiğinde;

 

2014 yılı işsizlik verisi %9
2015 yılı işsizlik verisi %10,3
2016 yılı işsizlik verisi %10,9
2017 yılı işsizlik verisi%10,9
2018 yılı son Aralık ayı işsizlik verisi ise %13,5 tir.

 

Bu verilere göre işsizliğin son 5 yılda istikrarlı bir şekilde arttığı görülmektedir. Ayrıca 80’lerden sonra Türkiye ekonomisinin yaşadığı iki önemli kriz; 1994 ve 2001 krizlerinde dahi işsizlik oranları bugün ki oranların epeyce bir altında olduğu görülmektedir. 1994 ve 2001 krizlerinde resmi işsizlik oranları ortalama yüzde civarında 8,5 iken bugün Türkiye’de dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 13,5 ‘e yükselmiştir. İlerleyen dönemlerde de işsizliğin azalacağına dair herhangi bir olumlu emare ne yazık ki görülmemektedir. Buda AKP iktidarının yıllardır sürdürdüğü büyüyen ekonomi ve büyüyen Türkiye söylemlerinin ne denlice içi boş olduğunun da kanıtıdır.

Emekçiler çalıştıkça yoksullaştı

Ekonomik krizin doğal bir sonucu olarak yüksek enflasyon oranları gündelik yaşamın her alanını etkilerken, iktidar konu ile ilgili mücadelesinde çözümü market fiyatlarını çarşı pazarı zabıtalar eşliği ile denetlemekte bulması, iktidarın ekonomik kriz karşısında hem çaresizliğini hem de beceriksizliğini ortaya koydu.

Birleşik Kamu İş Konfederasyonuna bağlı Kamu-Ar biriminin her ay açıkladığı halkın enflasyonu verilerine göre açlık sınırı şu an 2.500 TL civarına ulaşmış bulunuyor. Asgari ücret ile geçinen 4 kişilik bir ailenin gıda malzemeleri dışında yapması gereken zaruri ihtiyaçların aylık masrafı 3.000 TL’yi geçmektedir. Yani ülkemiz de 7 milyondan fazla kişi açlık sınırı altında yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır.

2018 yılının son çeyreğinde ki veriler incelendiğinde iş gücü ödemelerinde düşüşün devam ettiği görülmektedir. İş gücü ödemeleri 2018 yılının ilk çeyreğinde iş gücü ödemeleri oranı yüzde 38,3 iken bu oran dördüncü çeyrekte yüzde 31,2’ye gerilemiş bulunuyor. İş gücü ödemelerinde yaşanan bu gerileme bir nevi ekonomik krizin faturasının emekçilere yüklendiğinin bir diğer göstergesi.

Türkiye çalışma saatleri ve çalışma yaşamında ki hak ihlalleri göz önüne alındığında OECD ülkeleri arasında en kötü ülkeler arasında yer almaktadır. Türkiye haftalık 49 saat ile AB ülkeleri arasında en uzun çalışma saatlerine sahip ülke iken, asgari ücret ekonomik kriz koşullarında 320 Euro’ya kadar gerilemiş bulunuyor. AB ülkelerinde asgari ücret 710 Euro civarında yer alıyor. Nitekim Türkiye asgari ücretin belirlenmesi noktasında ILO normlarını görmezden gelmektedir. ILO normlarına göre asgari ücretin belirlenmesi sadece çalışan işçinin değil işçinin bakmakla hükümlü olduğu ailesinin ihtiyaçları da göz önüne alınarak hesaplanıyor. Kısacası belirlenen asgari ücret işçiler için geçim ücreti olmaktan ziyade sefalet ücreti olmaya devam ediyor.

Sonuç olarak Türkiye’nin içerisinde bulunduğu mevcut ekonomik kriz üretimi dışlayan dışa bağımlı piyasacı bir anlayışın neticesi olarak etkisini devam ettiriyor. AKP iktidarının dünden bugüne kamu hakkını hiçe sayarak özelleştirme politikalarına alabildiğince yaslanmasının diyetini yıllardır emekçiler ödedi ve halen ödemeye devam ediyor. AKP Genel Başkanı Erdoğan ve ortağı Bahçeli tarafından 31 Mart yerel seçimlerinin sürekli olarak beka söylemi üzerinden şekillendirilmesin deki gaye krizin tüm faturasını çalışan kesimlere ve geniş halk kitlelerine ödetilmesine devam etmektir. Ekonomik kriz ve 24 Haziran sonrası oluşan yeni rejimde iyiden iyiye varlık problemine sürüklenen emekçileri bugün ki durumlarından daha zor koşullar bekliyor.

 

 

 

 

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER