Diyarbakır'da kayboluşundan 19 gün sonra ölüsü Eğertutmaz Deresi kenarında üzeri taş ve çalılarla kaplı bir çuval içinde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın katledilmesine ilişkin soruşturma devam ediyor.

Narin’in katledilmesi haberi Türkiye’de büyük tepkilere yol açarken eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’tan partilere çağrı geldi.

MHP'li vekil: Türkiye'nin yüzde 66,7'si obez ve aşırı kilolu MHP'li vekil: Türkiye'nin yüzde 66,7'si obez ve aşırı kilolu

Narin’in ölümü üzerinden ülkedeki toplumsal ‘çürüme’ye dikkat çeken Arınç, partilerin bir araya gelerek ‘toplumsal bir mütabakat’ hazırlaması gerektiğini söyledi:

Arınç’ın mesajı şöyle:

*Son günlerde içimiz küçücük bir yavru için; Narin için yanıyor… İçimizi bir kor gibi yakan haberi aldığımız günden beri yüreğimiz ağzımızda en ufak umut verici bir haber bekledik; ama gelmedi. Umut verici haber almak bir yana, her geçen gün gelen acıtıcı ve korkutucu haberler ile yalnızca midemizi bulandıran kesif bir koku çalındı burnumuza…

*Bir koku var duyuyor musunuz? Aile kurumunun yozlaştığı, ahlâk, edep ve hayânın neredeyse sadece lafta kaldığı, toplumsal çürümenin kokusu bu. İçinde olduğumuz durum bazen kutsal değerlerini kaybeden ve ahlâkî açıdan çöken Sodom ve Gomore'yi hatırlatıyor bana; bazen de cahiliye dönemini... Hangisi daha ürkütücü, hangisi daha korkunç bilemiyorum.

*Bir koku var duymuyor musunuz? Gencecik insanlar sosyal medya ya da farklı platformlarda bedenlerini teşhir ederek para kazanmaya çalışıyorlar. Başkaları çeşitli vesileler ile etrafına topladığı insanlarla birlikte yine sosyal medyada kumar oynuyor, özendiriyor. Kafanızı çeviriyorsunuz başka bir yerden kadına şiddet haberi geliyor. Oradan da kurtulursanız eğer bir hukuk tanımazın ya da mafyatik tiplerin çirkin ilişkileri dökülüyor önünüze. Bazen de küçücük bir kız çocuğu öldürülüyor ve vicdanlarını çıkarları karşısında elleriyle boğduklarına şahit oluyorsunuz insanların. Bu kokunun kaynağıyla alakalı onlarca örnek verebilirim sizlere lâkin asıl can acıtan nedir biliyor musunuz?

*Bu koku her geçen gün daha da yayılıyor ve toplumsal ahlâkı, aile hayatını ve bizi biz yapan kavramları yok ediyor. Zaman geçiyor, vakit daralıyor. Bizleri yönetenler ellerindeki işleri birilerine teslim edip bu toplumsal çürümeye odaklanmak zorundadır. Bu ürkütücü tabloya teslim olamayız. Toplumsal bazı dinamikleri yeniden inşa etmek gerek ve hepimiz biliyoruz ki bu sorumluluk siyaset mekanizmasına düşmektedir.

*Kabul edelim ki 22 yıldır aralıksız iktidardayız ve bu tablodan bize de büyük sorumluluk düşmektedir. Enflasyon, hayat pahalılığı ve diğer birçok gündelik mesele elbet çözülecek; sorunlar aşılacaktır. Lâkin toplumsal çürümenin telafisi zor; bedeli ağırdır. Bu konuda tüm siyasî partilerin dahil olduğu bir toplumsal mutabakat temin edilmeli ve gerekli adımlar atılmalıdır. Çözüm adil olmakta, toplumsal refah ve barışı yeniden tesis etmektedir.

*Narin’e kıyan her kimse, hangi düşünce, inanç ya da gelenekse lanetliyorum. Rabbim yattığı yeri cennet bahçesi eylesin…