CHP İstanbul İl Başkanı seçimi için adaylar çoğaldı. Seçilecek yeni İstanbul İl Başkanı genel başkanı da işaret edecek. Delege, kimin adayını seçecek, seçmenin mi, genel merkezin mi? Sonunda seçmen kimi seçecek, asıl soru budur! Çünkü beğenmesek de ana muhalefet Partisi CHP’dir.
Deveye boynun eğri demişler, nerem doğru ki demiş! Türkiye’de siyaset tam da böyle. CHP de. Siyaseti belirleyen yasaları iktidardaki her parti kendi geleceğini düşünerek düzenlemiş. Bu hem yönetim hem seçimler için böyle. Hele son 20 yılda AKP, kendi iktidarını pekiştirmek için sonuçları tartışmalı bir referandumla getirdiği anayasa ve rejim değişikliğiyle yüzde 51’i, tek adam sistemini, modern padişahlığı hayata geçirdi.
Sözde muhalefet ise bu sistemi aşabilmek ve iktidar olabilmek için attığı taklalarla boynunu kırıyor! İttifak yapıyor, birbirlerine rekabet ediyorlar! Bırak farklı partilerin ittifaklarını, kendi içlerinde bile bölünüyorlar. Siyasette tartışmaya karşı değilim elbet, demokrasi çok sesli, çok renkli, çok farklı fikirlerin tartışmasından doğru yolu bulmaktır. Ama hangisinde demokrasi var, hangi siyasi partide?
CHP SEÇMENİ VE ÜYELERİ FARKLI
Bu kadar uzun girişi CHP’nin içinde kopan fırtınaya gelmek için yazdım. Son seçim yenilgisinden sonra CHP seçmeni siyasete küstü. CHP, sosyal demokrat ve devrimci bir parti olduğunu iddia eder ve öyle sanılır ama maalesef değildir. Partiye üye olmak istersiniz, yetenek ve birikimleriniz vardır, iş gücünüzü ve aklınızı sunarsınız, suratınıza bakmazlar, partili olmak için liyakat önemli değildir, kaliteli kimseyi içlerine almazlar. İçinde en zor siyaset yapılan parti CHP’dir! Mezhepçilik yapılır, Alevi kesime dayanır. Bölgecilik yapılır, partililer arasında Malatya, Tunceli, Sıvas başta gelir. Cinsiyetçilik yapılır, baştan sona erkektir! Kadınların yer bulması, yükselmesi fevkalade zordur, olanı da en kısa zamanda harcarlar. Delege yapısı çok önemlidir.
Milletvekili olmaktan daha önemlidir delege olmak! Çünkü onlar belirler il, ilçe başkanlarını, dolayısıyla parti meclisi üyelerini, genel başkanı! Ama kimdir delege? Bir dönem Beyoğlu İlçe’ye üye olmuştum. Üye listesine baktığımda hayretler içinde kalmıştım, hemen hepsi aileydi, aynı soyadından en az 7-8 kişi vardı. Malatya, Bitlis, Siirt, Mardin doğumluydu çoğu! Tek soyadı yok gibiydi. Gelip oy kullandıklarında getirdikleri eşleri sandığa oy atmasını bile bilmiyordu, bırakın kimi seçtiklerini. Neyse belki şimdi artık öyle değildir. Ama adaylara baktığınız zaman ortaya çıkıyor ki eski tas eski hamam. Biz seçmen olarak değişim diyoruz, değişin diyoruz, bakıyoruz, Cemal Canpolat İstanbul İl Başkanı adayı oluyor!
KİM CEMAL CANPOLAT?
Bundan 30 yıl kadar önce CHP İl Başkanlığı yapmış, daha öncesinde Küçükçekmece İlçe Başkanı olan bir siyasetçi. Biz de değişim derken bunu mu söylüyoruz, eskiye nur yağsın, karıştırın çeyiz sandıklarını, kim varsa çıkarın mı diyoruz? Cemal Canpolat’ın meziyetleri nedir? Alevidir. Alevi tarihi üzerine kitaplar yazmıştır. Malatyalıdır. Lise mezunudur. 60 küsur yaşındadır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun desteğini aldığını ve onun adayı olduğunu duyurmaktadır. Kemal Kılıçdaroğlu’nu kim istiyor? Ki onun önerdiği böyle bir adayı isteyelim? Dr. Canan Kaftancıoğlu’ndan sonra bu mudur adayınız? Ki Canan Kaftancıoğlu il başkanlığına onu yenerek gelmiştir!
STÜDYOYU TERK ETMİŞTİ
Cem TV’de kısa dönem tartışma programı moderatörlüğü yaptım. Cemal Canpolat’ı konuk almıştık. Alevi televizyonu ya. Ben de siyasetçilere danışmanlık ve propaganda yürütücülüğü yapan meslektaşım Necla Zarakol’u davet etmiştim. Necla CHP’yi biraz eleştirip Canpolat’ı sıkıştırınca sinirlenip canlı yayında stüdyoyu terk etmiş, giderken kapıda program arkadaşım Kadir Polat’a bağırıyordu, bana böyle söz vermemiştiniz! Yani yağlama yıkama programı yapacakmışız? Ben mi yapacakmışım?
SELÇUK SARIYAR
Neyse, geçelim, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adayı olduğu konuşulan ikinci isim Selçuk Sarıyar. Selçuk Bey’i tanımıyorum. Kendisi İBB Meclis üyesi ve hatta Başkan Vekili ve bu adaylık sonrası, İmamoğlu’nun kendisinden hem adaylık hem başkan vekilliği olmaz, diye görevi bırakmasını istediğini duyduk. Bu medyaya görevden alındı diye yansımış. İkisi aynı kapıya gelir, ama ilki daha zariftir. Kendisi de verdiği demeçte bu talebi haklı bulduğunu hem aday hem de başkan vekili olmanın doğru olmadığını söyleyerek Özgür Özel’e zarif bir gönderme yapmış.
Selçuk Sarıyar, genç, 39 yaşında. İstanbul doğumlu. İyi eğitimli. Siyaset konusunda yüksek lisansı var. İstanbul Gençlik Kollarından geliyor, başkanlık yapmış. Bunların hepsi artı puanlar. Eğitim danışmanlığı yapıyor. Galiba eksi puanı Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisinde de danışmanlık yapmış olması. Burada kalıp çalışması gereken dönemde hatırlarsanız KK, ABD’de pek de sırası olmayan görüşmeler yaptığı için çok eleştirilmişti.
EKREM BEYİN ADAYI MI?
Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul İl Başkanı için adayı olduğu söylenen kişi ise Özgür Çelik. Bahçelievler İlçe Başkanı olan Özgür Çelik üzerinde Özgür Özel ve İmamoğlu’nun anlaştığı biliniyor. Sivas doğumlu Çelik’in de iyi bir eğitimi var. İki dönem Bahçelievler İlçe Başkanı seçilmiş. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik ve üyelik yapmış.
İmamoğlu’nun, kadınlara, gençlere, çocuklara iyi olanaklar sağladığını, yeşil alanları çoğalttığını, kültür ve sanata alan açtığını, tarihi mirası koruyup ayağa kaldırdığını, ulaşımda büyük bir hamle yapıldığını görüyorum, yaşıyorum! Böyle bir yönetimin devamını istiyorum.
İSTANBUL NEDEN ÖNEMLİ?
Bir büyüğüm dedi ki “Neden il başkanlarıyla ilgili bir yazı yazıyorsun? Bahsedilmeye değer mi?” İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını almak istiyorsak değer! Ekrem İmamoğlu ve ekibi, çeşitli engellemelere, ayak oyunlarına ve hatta provokasyonlara, sabotajlara rağmen başarılı bir belediyecilik yaptı. Ben İstanbullu bir seçmen olarak hizmetlerinden memnunum. Bir basın toplantısında “razıyım” dedim diye arkadaşlarım niye dini terimler kullanıyorsun diye takılmıştı, ne yapalım, 20 yıldır, “rabbim” demeden konuşulmuyor memlekette!
BAŞKAN KALMALI
İmamoğlu’nun, kadınlara, gençlere, çocuklara iyi olanaklar sağladığını, yeşil alanları çoğalttığını, kültür ve sanata alan açtığını, tarihi mirası koruyup ayağa kaldırdığını, ulaşımda büyük bir hamle yapıldığını görüyorum, yaşıyorum! Böyle bir yönetimin devamını istiyorum. Bunun için de seçim çalışmaları açısından İstanbul İl Başkanlığı çok çok önemli. Canan Kaftancıoğlu’nun, şimdi araları açık da olsa, İmamoğlu’nun kazanması için ekibiyle nasıl çalıştığını biliyorum.
Kılıçdaroğlu’nun artık hiç ilgilenmiyormuş gibi yapıp genel başkanlık için çeşitli oyunlar yaptığını ve canını dişine taktığını görüyoruz. “Ben hiç aday olmadım, hep aday gösterildim” dese de genel başkanlık için delegelerin örgütlendiğini ve 1000 delegelik bir aday gösterilme için çalışıldığı malum. Seçmen ise Kılıçdaroğlu CHP’nin başında kalırsa sandığa gitmeyeceğini bas bas bağırıyor! Tam bir değişiklik değilse de Özgür Özel partinin başına gelmeli, belediye başkan adayları da ortak konsensüsle gösterilmeli. Başta İmamoğlu ve Yavaş olmak üzere başarılı başkanlar yerini korumalı, diğerleri değiştirilmeli. Kılıçdaroğlu’nun yaptığı gibi, “diyet ödemek için” kimse aday gösterilmemeli. Daha çok liyakat, daha çok genç, daha çok kadın aday istiyoruz!