Birleşik Kamu-İş: MEB bütçesinden değil, Diyanet bütçesinden kesinti yapılmalıdır

Birleşik Kamu-İş tarafından yapılan açıklamada, AKP hükümetinin ‘tasarruf tedbirlerine’ tepki gösterildi. Açıklamada, “Eğer ki ülke de bazı kamu kurumlarında tasarruf tedbirleri uygulanacaksa buna T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı’da tabi olmalıdır. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı’nda yapılması planlanan bu tedbir politikalarının anayasal bir hak olan eğitim hakkına ciddi zararlar vereceği açıktır” ifadeleri yer aldı.

Birleşik Kamu-İş tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:

“Ülkemizde kur krizine bağlı olarak ekonomik belirsizlikler artarken hükümet tasarruf tedbirleri altında bazı kamu kurumlarının gelirlerinde kısıtlamaya gidileceğini açıklamıştı.

Hazineden sorumlu Bakan Albayrak ‘Yeni Ekonomik Model’ programını açıklarken tasarruf tedbirlerine alınacak kamu kurumlarını dile getirmişti. Buna göre yerel yönetimlerin yanı sıra tasarruf tedbirlerinin uygulanacağı kamu kurumları arasında Karayolları ve Devlet Su İşleri’nin de yer alacağı belirtilmiştir. Bu kamu kurumlarına ek olarak Milli Eğitim Bakanlığı da tasarruf tedbirleri kapsamına alınmıştır.

Bu yılın ilk 6 ayının ardından MEB’in elinde maaşlar hariç kalan 10 milyar 633 milyon 716 bin 878 TL’den 2 milyar TL’sinin ‘tasarruf tedbirleri’ kapsamında kesileceği belirtilmiştir.

Krizin başka bir maliyeti de ülkemizde ki milyonlarca öğrenci ve veliye kesilmiştir. Okulların onarımlarından, yeni okul yapımı için kamulaştırma giderlerine kadar pek çok kalemde kesinti yapılırken, okul öncesinden liseye kadar öğrencilere verilen burslardan 20 milyon TL, devlet parasız yatılı öğrencileri için yine verilen pansiyon yardımından 103 milyon TL kesilmesi planlanmaktadır. Ayrıca özel okula gidecek öğrenciler için ayrılan 1.2 milyar TL teşvikten 75 milyon TL kesinti yapılması da planlanmaktadır. Özel okullardan kesilen bu miktarın doğrudan devlet okullarına aktarılması hatta özel okullara verilen bu teşviğin tamamının devlet okullarına aktarılması kamuya yönelik harcanması gerekmektedir.

AKP iktidarı ile birlikte eğitim sistemimiz adeta birer yapboz tahtasına dönüşmüş eğitim sistemimizin içeriği baştan aşağı değiştirilmiştir. AKP iktidarının; bugüne kadar gündemine aldığı ve uyguladığı tüm eğitim projeleri iflas etmiş, eğitim sistemi niteliksiz bir hale getirilmiştir. Sürekli olarak eğitim sisteminde yapılan değişiklikler için, iktidarın kendisi bile başarısız olduklarını itiraf etmiştir. 4+4+4 ile başlayan Fatih Projesi adı altında devam eden eğitim sisteminde ki başarısız politikaların bir neticesi olarak, ülkemiz küresel ölçekte eğitim alanında dünya sıralamasında son 10 ülke arasına kadar gerilemiştir. Bunun yanı sıra eğitim tarikat, cemaat gruplarına ve onlara bağlı derneklere teslim edilmiş, eğitim sistemimizin kamucu ve laik yapısına yönelik önemli zararlar verilmiştir. Eğitim orta çağdan kalma hurafeci bir anlayış ile yönetilmekte, okullar ise adeta tarikatların birer arka bahçesi haline getirilmektedir. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesinde ki bu kesinti; ne yazık ki okulları sözde bağış ve yardım adı altında bu gibi gerici kurum ve derneklerin eline daha fazla düşürecektir. Çağ dışı bir anlayışın neticesi olarak, eğitimde dünya kalitesinden uzaklaşılacak, Atatürk ilkelerine, laik ve aydınlanmacı geleneğe bağlı nesillerin yetişmesi engellenecektir.

Son olarak; sözde tasarruf tedbirleri kamu kurumlarında uygulanırken T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı tüm bu tedbirlerden muaf tutulmakta ve bütçesine ek bütçeler aktarılmaktadır. Eğer ki ülke de bazı kamu kurumlarında tasarruf tedbirleri uygulanacaksa buna T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı’da tabi olmalıdır. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı’nda yapılması planlanan bu tedbir politikalarının anayasal bir hak olan eğitim hakkına ciddi zararlar vereceği açıktır.
Bu bakımdan eğitim de tedbir politikaları adı altında ki kesintilere karşı çıkıyoruz.
Milli Eğitim sistemimizin karanlık ve gerici bir zihniyet ile yönetilmesine karşı çıkıyoruz.
Ekonomik krizin bedelinin eğitim hakkına ödetilmesine karşı çıkıyoruz.”