Perşembe, Nisan 25, 2024

Biden’ın konuşması sol için neden önemli?

Şebnem Gümüşçü

Biden’ın konuşması sol reformların hayata geçmesi, geniş kitlelere demokratik siyasetin dertlerine çare olabileceğini göstermesi açısından elzem. Sağ popülizmin yükselişini durdurmak ve demokrasinin içinde bulunduğu krizi aşmak için de önemli bir adım.

Göreve başlamasının yüzüncü gününde, 28 Nisan’da, Amerikan Başkanı Joe Biden adet olduğu üzere ilk birleşik kongre konuşmasını yaptı. Biden’inki tarihi bir konuşma idi. Konuşması Amerikan hatta dünya siyasetinin geleceği açısından da ipuçlarıyla doluydu. Konuşma tarihiydi çünkü Amerikan merkez siyasetinde görmeye alışmadığımız bir muhasebe barındırıyordu. 1980’lerden günümüze önce ABD’de ve sonra diğer ülkelerde uygulanagelen neoliberal ekonomik politikaların yıkıcı etkilerini bir bir sıraladı yeni başkan. Yaygın çocuk fakirliğinden, yüksek ilaç fiyatlarına, gelirleri yüzlerce kat artmasına rağmen vergi vermeyen büyük şirketlere Biden Amerika’nın sorunlarını birer birer listeledi.

Biden’a göre var olan ekonomi politikası iflas etmiş durumda. Ekonomik büyüme yukarıdan aşağıya (zenginlerden fakirlere) değil aşağıdan yukarıya ve orta sınıflardan genişleyerek gerçekleşmesi gerektiğini savundu. Bunu gerçekleştirmek içinse hükûmet programının hedefine gelir adaletsizliğini gidermeyi, yüksek gelirli istihdam yaratmayı, aile sosyal politikaları genişletmeyi koyuyor. Kısacası yoksulluğu azaltmak, orta sınıfı büyütmek ve güçlendirmek derdinde.

AMERİKA VATANDAŞLARINI YENİDEN KEŞFEDİYOR

Örneğin yeni altyapı yatırımlarıyla milyonlarca Amerikalı işçiye iş imkânı sağlamak, saatlik asgari ücreti 15 dolara çıkarmak, alt gelir gruplarına vergi indirimi sağlamak, okul öncesi eğitimi ve iki yıllık yüksek öğrenimi herkese ücretsiz sağlamak, sendikal örgütlenme ve yıllık ücretli izin hakkını garanti altına almak, sağlık sigortasının kapsamını genişletmek ve fahiş ilaç ücretlerini düzenlemek Biden’ın politikaları arasında. Biden politikalarının maliyeti ise 4 trilyon doların üzerinde. Bu mali yükü ise yıllardır vergi mevzuatlarındaki boşluklardan faydalanarak vergi ödemeyen şirketlerin vergilerinin karşılayacağını söyledi Biden.

Kısacası Amerika, uzun zamandır kendi haline bıraktığı ve fakirlikle mücadeleye zorladığı milyonlarca vatandaşını yeniden keşfediyor. Yeni başkan birden fazla işte çalışmak zorunda kalan, sağlık sigortası olmayan, en küçük ekstra harcamayla ev kirasını ödeyemeyecek duruma düşen milyonların seslerini merkez siyasete taşıyor. Reagan döneminden bu yana Demokrat başkanlar Bill Clinton ve Barack Obama dahil hiçbir başkanın yapamadığını yapıyor. Devleti halkının refahı için devreye sokuyor.

SANDERS VE WARREN ETKİSİ Mİ?

Tabi ki bu siyasal değişim tek bir seçim sayesinde olmadı. Aslında Biden, Demokrat Parti’nin merkeze yakın adayıydı ve demokratik solun önde gelen isimleri Bernie Sanders ve Elizabeth Warren’ı önseçimlerde eleyerek başkan adayı olmuştu. Seçildikten sonra beklentilerin aksine Biden’ın programının demokratik sol talepler etrafında şekillendiği ise açık. Bu dönüşümde sol hareketin son yıllarda yakaladığı ivmenin rolü büyük. Temsilciler Meclisinde ve Senato’daki Demokrat Parti’nin genişleyen sol kanadının önemli isimleri yıllardır süren bir mücadele veriyorlar. Sanders ve Warren başta olmak üzere onlarca eski ve yeni isim Amerikan işçi sınıfının dertlerini siyasetin merkezine taşıyor.

Kongrede üyelerinin Biden’ın programını ne ölçüde destek vereceklerini önümüzdeki dönemde göreceğiz. Cumhuriyetçilerin “radikal” diyerek gayri meşrulaştırdıkları bu politikaları desteklemeleri çok düşük ihtimal ve söz konusu adımları hayata geçirmemek için her yola başvurmaları kuvvetle muhtemel. Ancak Biden’ın belirttiği üzere Amerika tarihi bir dönemeçte ve kongrenin bekleme ve hiçbir şey yapmama lüksü yok.

Pandemide yarım milyondan fazla Amerikalı hayatını kaybetti. Amerikan ekonomisi büyük buhrandan bu yana en ağır krizini yaşıyor. Milyonlar işsizlikle mücadele ederken küçük bir azınlık servetlerini katladılar. Trump’ın dört senelik görev süresince demokratik değerler ve kurumlar erozyona uğradı. Sabık başkanın destekçileri başkentte kalkışma başlattı ve kongre binasını bastı.

SOL İÇİN UMUT VEREN KONUŞMA

Amerikan demokrasisinin ve sosyal refahının geleceğini Kongrenin önümüzdeki dört senede atacağı adımlar belirleyecek. Neticede Trump’ı popüler kılan en önemli nedenlerden biri Washington’dakilerin kendilerinden başka kimseyi düşünmediği ve halkın sorunlarını önemsemedikleri söylemiydi. Biden ise bu söylemi boşa çıkaran bir programla çıktı 330 milyonu aşkın Amerikalının karşısına. Trump’ın siyaset karşıtı söyleminin gücünü kaybetmesi açısından demokratik sol siyaset önemli bir potansiyel taşıyor. Nitekim, özel televizyon kanallarından birinin yaptığı ankette izleyicilerin yüzde 85’i Biden’in konuşmasını onaylarken, sadece yüzde 15’i onaylamamış. İzleyenlerin yüzde 80’i ise konuşmayı ‘cesur’, yüzde 84’ü ‘ilham verici’, yüzde 89’u ‘ilgili’, ve ‘başkana yakışır’ olarak nitelemiş. Cumhuriyetçi Parti ileri gelenleri benimsemese de seçmenlerinin Biden’ın programına sıcak baktığını söylemek mümkün.

Bu yeni siyaset Amerika’da hatta dünyada yeni bir devir açabilir. Sol siyaset uzun bir suskunluk ve krizden sonra yeniden ahlaki üstünlüğü ele geçirmiş görünüyor. 1980’lerden günümüze neoliberal politikaların tahakkümünün kırılması açısından çok büyük önem taşıyor. Bu değişimin Amerika’da gerçekleşiyor olması ise çok önemli, ülke yeni bir sol dalganın liderliğini beklenmedik bir şekilde alabilir ve diğer ülkelerde de benzer siyasetin doğuşuna öncülük edebilir. Amerikan demokratik solunun diğer sol hareketlere öğretecek çok şeyi var. Aynı zamanda sol reformların hayata geçmesi, geniş kitlelere demokratik siyasetin dertlerine çare olabileceğini göstermesi açısından elzem. Sağ popülizmin yükselişini durdurmak ve demokrasinin içinde bulunduğu krizi aşmak için de önemli bir adım.


Şebnem Gümüşçü yüksek lisans ve doktora derecelerini siyaset bilimi alanında Virginia Üniversitesi’nden aldı. Siyasal Islam, demokratik gerileme, baskın partiler üzerine çok sayıda çalışması uluslararası akademik dergilerde yayınlandı. 2014 yılında basılan Democracy, Identity, Foreign Policy in Turkey kitabının Fuat Keyman ile ortak yazarı olup, yeni kitabında İslamcı partilerin demokratik bağlılıklarını incelemektedir. Halen Middlebury Üniversitesi Siyaset Billimi Bölümü’nde öğretim üyesidir.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER