Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, belediyenin zorlu devralma sürecinden, ekonomik krizlerle mücadelesine, pandemi dönemindeki katılımcı yönetim anlayışından, sokak hayvanlarına sağlanan olağanüstü desteğe kadar geniş bir yelpazede değerlendirmelerde bulundu.

Beş yıl önce zor bir dönemde Beşiktaş Belediyesi yönetimini devralan Rıza Akpolat, göreve başladıkları dönemde belediyenin içinde bulunduğu zor durumu ve sonrasında üstesinden gelmek zorunda kaldıkları ekonomik ve sosyal krizleri anlattı. Önceki belediye başkanının görevden alınmasının ardından yaşanan yönetim zorluklarına değinen Akpolat, "Kurum ile kentli arasında iletişim sorunları, kültür-sanat kurumları ve iş dünyası ile ilişkilerin zarar görmesi, mali durumun kötüleşmesi gibi ciddi problemlerle karşılaştık," dedi.

Pandemi sürecinin, Beşiktaş'ta katılımcı yönetim anlayışını daha da güçlendirdiğini belirten Akpolat, "Saha Çözüm Hareketi" ile vatandaşların gerçek ihtiyaçlarını tespit etmeye ve onlara hızlı çözümler üretmeye odaklandıklarını vurguladı. İhtiyaç sahibi hanelere yönelik olarak başlatılan halk marketi ve aşevi projeleri gibi sosyal destek mekanizmalarının öneminden bahsetti.

Beşiktaş'ın imar planı üzerine konuşan Akpolat, yerel yönetimin sınırlı yetkilerine rağmen, Beşiktaş için en iyi olanı yapmaya çalıştıklarını, ancak merkezi hükümetin ve ilgili kurumların işbirliği yapmasının öneminin altını çizdi. "Tarihi bir alan olan Beşiktaş'ta plansız alanların bulunması kabul edilemez," diyen Akpolat, deprem riskine karşı kentsel dönüşüm projelerinin önemine değindi.

Sokak hayvanlarına sağlanan destekle ilgili olarak Akpolat, Beşiktaş Belediyesi'nin 7/24 hizmet veren acil hayvan ambulansları, kısırlaştırma programları ve engelli kedi üniteleri ile öncü bir belediye olduğunu belirtti. Akpolat, "Can dostlarımızın her alanda yanında olmaya devam edeceğiz," diyerek, Beşiktaş Belediyesi'nin hayvan haklarına verdiği önemi vurguladı.  Zorlu bir süreçten geçen Beşiktaş Belediyesi'ni devraldınız. Nasıl bir yönetimi devraldınız?

Beş yıl önce göreve başladığımızda, sizin de belirttiğiniz üzere, belediyenin durumu gerçekten içler acısıydı. Önceki belediye başkanının görevden alınmasıyla birlikte, hem mülkiye müfettişleri hem de Sayıştay denetçileri tarafından yönetilen bir döneme girdik. Bu sürecin sonucunda, iş barışı bozulmuş, kurum ile kentli arasında önemli iletişim sorunları yaşanmış, kültür-sanat kurumları ve iş dünyası ile ilişkiler zarar görmüş, kamuoyu nezdinde itibar kaybı yaşanmış ve mali durum kötüleşmiş bir belediyeyi devraldık.

Göreve gelir gelmez, iş barışını yeniden tesis etmek için hızla harekete geçtik ve çalışanlarımızın koşullarını iyileştirmeye odaklandık. Ekonomik krizin derinleşen etkileriyle mücadele ederken, hem vatandaşların hem de kamu kurumlarının üzerindeki olumsuz etkileri azaltmaya çalıştık ve kent yoksulluğuyla savaştık. Mali durumumuzu ve iş barışımızı düzeltme çabalarımız sırasında, pandemi, ülkemizin farklı yerlerinde yaşanan yangınlar, seller ve ne yazık ki 6 Şubat depremi gibi felaketlerle; Cumhurbaşkanlığı seçimi ve bunun getirdiği ekonomik sıkıntılar gibi çeşitli krizleri yönetmek zorunda kaldık.

Beş yıl boyunca, devraldığımız zor durumu ve ardından gelen tüm bu krizleri yönetmek büyük bir çaba gerektirdi. Çok şükür, bugüne kadar herhangi bir sorun yaşamadan bu süreci yönettik.

Şimdi Beşiktaş şöyle bilinir, varlıklı insanların yaşadığı, kaymak tabakanın yaşadığı, herkesin çok mutlu olduğu bir yer olarak bilinir. Hakikaten öyle mi?

Pandemi, bizim için önemli bir tespit aracı oldu. Ülkemiz pandemi sürecini zorlu bir şekilde yaşadı; hiçbirimiz bu duruma hazırlıklı değildik. Ancak hızla kendimizi olağanüstü koşullara adapte ettik ve Beşiktaş'ta "Saha Çözüm Hareketi"ni başlattık. Göreve geldiğimizde, katılımcı bir yönetim anlayışı benimseyeceğimizi taahhüt ettik. Katılımcılık, mahalle toplantıları ve belediye halk toplantıları yapılmasıyla sınırlı kalmamalı; verilerin güncellenmesi için vatandaşların belediyeye gelmesi, birimlerden faydalanması ya da çağrı merkezini araması gerekir. Bu sayede pek çok sorundan haberdar oluyoruz. Kapı kapı dolaşarak, saha çözüm ekibimiz, Beşiktaş'taki 93 bin 540 haneyi ziyaret etti ve kent yoksulluğunun derinliğini gözlemledik. 1228 hane, ihtiyaç sahibi olduğunu bildirdi. Bunu ifade etmek kolay değildir. Bu süreçte, halk marketi, halk mağazası ve aş evini hızla hayata geçirdik. İhtiyaç sahibi komşularımıza halk kartları dağıttık, sağlıklı gıda, tekstil ürünleri, beyaz eşya ve mobilyaya erişimlerini sağladık. Aş evimizden günlük 6000 ila 7000 arası sıcak yemek dağıtıyoruz.

Saha çözüm çalışmamız, kapı kapı dolaşarak ulaştığımız geri bildirimler sayesinde elde ettiğimiz bir veri. Katılımcılığın yöntemini değiştirmemiz gerektiğini kendimiz keşfettik. 65 yaş üstü için "Yaşam Ofisi" kurduk, mevcut hizmetlerimize eklemeler yaptık. 70-75 yaş üstü, evde yalnız yaşayan ve bakıma muhtaç pek çok komşumuz olduğunu fark ettik ve onlara yönelik hizmetleri nasıl iyileştirebileceğimizi düşündük. Yeni dönemde katılımcılık anlayışının bu olacağına inanıyorum. Çünkü ihtiyaç sahibi hane sayısı, o günlerde 1228 iken bugünlerde 3000'lere yaklaştı. Krizin devam etmesi ve derinleşmesi halinde bu sayının 5000'lere ulaşacağını öngörüyorum.

Kaç kişi yaşıyor Beşiktaş'ta?

175 bin, 170 ile 180 bin arası aslında değişken bir her seçim döneminde nüfusu var.

Kaç kişiye hizmet ediyorsunuz?

Günlük 2,5-3 milyon insana hizmet veriyoruz.

Kaç personelle?

Tabii, bu soruyu sormuş olmanız iyi oldu, zira bu bizim gerçekten kanayan yaramız. 175 bin kişinin yaşadığı ancak günlük 3 milyon insana hizmet verdiğimiz bir konumdayız. Merkezi hükümetten, yaşayan nüfus kadar pay alıyoruz. Bu sebeple, aslında 175 bin kişilik bir nüfusa hizmet vermek üzere 1200 ila 1400 personel yeterli olabilecekken, mevcut durumda iki katı personelle bile süreci yönetmekte zorlanıyoruz. Çünkü dört, beş mahallemiz adeta 24 saat canlı; önemli müdürlüklerimiz, bu 3 milyon insanın kentte yarattığı yükü hafifletmeye çalışıyor. Ne yazık ki, ödediğimiz maaşların sadece dörtte birini İller Bankası'ndan karşılayabiliyoruz. Günlük nüfusu yaşayan nüfusuyla benzer olan ilçeler, maaşlarının tamamını İller Bankası'ndan alabilirken, Beşiktaş gibi tarihi öneme sahip, günlük 3 milyon insanın ziyaret ettiği, 9 üniversite, 3 saray, yüzlerce iş yeri ve finans merkezinin bulunduğu bir yerde, maalesef dezavantaj yaşıyoruz. Ülkeyi yönetenlerin bu durumu siyasi bir mesele olarak değil, Beşiktaş'ın siyaset üstü bir konumda olduğunu düşünerek ele alması gerekiyor. Yerel yönetimlerin hem yetkilendirilmesi hem de bütçelendirilmesi noktasında değişiklik yapılmalıdır. Bu talebimizi her fırsatta dile getiriyor ve bu eşitsizliğin giderilmesini umuyoruz.

Beşiktaş'ta, Beşiktaş Belediyesi bir kentsel dönüşüm yapmak istediğinde imarla ilgili ne kadar söz sahibi?

Beşiktaş'ın imar planının yüzde 80'i Beşiktaş Belediyesi'nin yetkisinde değil. Yani Beşiktaş Belediye Meclisi'nden bir karar alarak Beşiktaş'ın imarını düzenleyemiyoruz. Burada, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ve ilgili kurulların onayı gerekiyor. Ayrıca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nin ve komisyonunun onayı da zorunlu. Dolayısıyla, bizim buradaki hareket alanımız oldukça kısıtlı. Çünkü ön görünümde yer alan alanlarımız, geri görünüm etkilenme bölgesinde yer alan alanlarımız ve kentsel sit alanlarımız var. Bu alanlar, farklı kurullara veya bakanlıklara bağlı.

Örneğin, bir komşu belediyemiz, tarihi bir alanda veya öngörünümde olmayan bir yerde, kendi imar planını, belediye meclisinden alınan bir karar ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nden alınacak onayla yürürlüğe koyabiliyor. Ancak, bizim sadece kendi belediye meclisimizden alınan bir karar yeterli olmuyor. Hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden onay alınması hem de ilgili kurullardan izinlerin alınması gerekiyor. Bu süreçte siyasetin de etkisi olduğunu belirtmek isterim.

Beşiktaş gibi tarihi bir alanda hâlâ plansız alanların bulunması düşündürücüdür. Ortaköy ve Dolmabahçe planlarımız, yıllardır ilgili kurulda bekliyor ve çeşitli gerekçelerle onaylanmıyor veya iptal ediliyor. Beşiktaş'ta, dönüşüm yapmak istediğimiz alanlarda planımızın olmaması, yüzde 25'lik bir alanda planın bulunmaması kabul edilemez. Yetkililerin bu konuya duyarsız kalması, görmezden gelmesi kabul edilemez. Dönüşüm talebimiz, bölgenin tarihi dokusuna uygun bir şekilde yeniden planlanması ve insanların can güvenliğinin sağlanması içindir. Deprem riski göz önünde bulundurulduğunda, bu planlamaların acilen yapılması gerekiyor. Temel ve insan hayatını ilgilendiren konularda siyasetin bir kenara bırakılması gerektiğine inanıyorum.

Ama kendi alanınızda olan yerlerde yani Beşiktaş Belediyesi'nin söz söyleyebildiği yerlerde farklı bir çalışma yapıyorsunuz. Bir garantör de konumundasınız aynı zamanda. Orada nasıl işliyor?

Balmumcu-Dikilitaş planlarımız, 11 mahallemizi ilgilendiriyor. Beşiktaş Belediyesi olarak, bir plan notunu yenileyerek oradaki yeni bir imar planına yoğunluğu artırma gerekçesiyle izin verilmedi. Ancak, oradaki vatandaşlarımızın kazanılmış haklarını korumak amacıyla bir plan notunu yeniledik ve Balmumcu-Dikilitaş bölgesi hızlı bir şekilde dönüşüme girdi. Bu dönüşüm süreci devam ediyor. Ayrıca, vatandaşlarımızdan gelen talepler doğrultusunda, Beşiktaş'ın kent zenginliği ve rantının yüksek olduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak, herkesin Beşiktaş'ta gözü olduğunu kabul ediyoruz. Sabah uyandığımızda, yeni rezerv alanların ilan edildiğini ve büyük binaların yükseldiğini görmek sıkça mümkün. Bu nedenle, siteler veya binalarla ilgili olarak iş insanları ve müteahhitler, yapamayacakları işlerin vaadinde bulunmuşlar. Örneğin, bir katını iki kat yapma veya 100 metrekarelik daireyi 500 metrekare yapma gibi gerçekçi olmayan vaatlerde bulunmuşlar. Bu durum, vatandaşlarda bir güvensizlik oluşturmuş.

Beşiktaş Belediyesi, bu sürecin garantörü olmasının istenmesi üzerine, İmar Ağacı ve kentsel dönüşüm müdürlüğümüzü kurduk. İmar Ağacı, dönüşüme girmek isteyen binaların, sitelerin kat maliklerinden muvaffakatnameleri alıyor ve onlar adına, sözleşmeden yıkıma, ruhsattan iskana kadar tüm süreci denetliyor. Eğer müteahhitin sözleşmeden kaynaklı bir eksikliği varsa veya hukuken kötü niyetliyse, sözleşmeyi tek taraflı feshedebiliyoruz. Vatandaşa doğru bilgi ve belge vererek, dönüşümün nasıl mümkün olacağını projelendiriyor ve vatandaşın önüne koyuyoruz. Böylece vatandaş, kamunun desteğini arkasında hissediyor. Zor olan %80'lik alanda, dönüşüm yaparken doğru adımlar attığımıza inanıyoruz.

Beşiktaş'ta 57 farklı bina ve site, bize muvafakatnamelerini verdi. Vatandaşlarımız, mülkiyet haklarıyla ilgili Beşiktaş Belediyesi'ne duydukları güveni gösteriyor ve bizden süreci sahiplenmemizi istiyorlar. Biz, müteahhit önermeksizin, sadece süreci denetleyerek yönetiyoruz. Deprem, en önemli meselemiz olduğundan, vatandaşlarımıza doğru alanlarda doğru bilgi ve belgeyi vermek, doğru yönlendirmek zorundayız. Televizyon ekranlarında yer alan bazı kişilerin korku yaymasının, huzursuzluk yaratmasının önüne geçmek için bilinçli adımlar atıyoruz. Beşiktaş'ta, komşularımızla birlikte iş birliği içinde olmaya devam edeceğiz.

Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir videoda CHP Şişli Belediye Başkan adayı Resul Emrah Şahan ile beraber pazar gezisi yaptınız. Şimdi kolay kolay görmüyoruz ilçe belediyelerinin ya da başka bir belediyenin birlikte çalıştığını.Ama ikidir böyle bir görüntüye rast geliyorum. 2019’da İBB’nin Cumhuriyet Halk Partisi ve Ekrem İmamoğlu’nun yönetimine geçmesiyle neler değişti?

Biz, komşu belediye başkanlarıyla bir araya geldik. Kağıthane, Beyoğlu, Şişli, Sarıyer ve Beşiktaş gibi birbirlerine sınır olan ilçeler olarak, belirli noktalarda birbirimizden ciddi şekilde etkileniyoruz. Özellikle Beşiktaş'ta günlük 3 milyon insanın hareketliliği, aslında Beyoğlu'ndaki kültür-sanat aktivitelerinin azalması, eğlencenin yok olması ve nefes alınacak alanların daralmasının bir sonucu. Bu durum, Kadıköy ve Beşiktaş'a ciddi bir göçü tetikledi; hem esnaf hem de vatandaşlarımız bu bölgeleri tercih ediyor.

Beyoğlu'nun eski, ışıltılı günlerine dönmesi için, 6. Belediye olarak, tarihi Pera bölgesinin yeniden canlanması adına Beyoğlu Belediye Başkan adayımızla ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile iş birliği içinde çalışıyoruz. Konaklar Mahallesi ve Kağıthane sınırımızda yer alan Emniyet Evleri, Gültepe Sanayi Mahallesi gibi sınır mahallelerimizdeki vatandaşlar da Beşiktaş'ın imkanlarını kullanıyor. Burada yeni bir yaşam vadisi oluşturulduğunda, bu tarafa olan göç azalacak. Dolayısıyla iş birliği içinde olduğumuzu söyleyebilirim. Şişli Belediye Başkan adayımızla da kısa süre sonra başlayacak çalışmalarla kentin sınırlarında yaşanan sorunları iyi biliyoruz.

Beşiktaş'ın, sadece pazar alanı olarak kullandığı ve aslında daha yoğun olarak Beşiktaşlılar tarafından tercih edilen bir alan var ama bu Şişli Belediyesi sınırları içinde ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi mülkiyetinde. Vatandaşlarımız, bu alanın yetki sahibinin kim olduğunu bilmiyor çünkü Beşiktaş çarşısında bir yer. Bu konuda bir proje hazırladık ve yeni bir plan oluşturuldu. Şehir plancısı olan başkan adayımız Emrah Bey'in çalışmalarıyla İBB'den ve Şişli Belediye Meclisi'nden geçti. Şimdi oraya, 8 katlı bir pazar alanı, büyük bir otopark ve yeşil bir yapı inşa ediyoruz.

Beşiktaş'ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kazanılması, Beşiktaş için tarihi bir dönüm noktasıdır. Beşiktaş'ın %80'lik bir kısmında imar yetkisi paylaşılan bir alanda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile iş birliği içinde altyapı sorunlarını çözdük. Yıllardır dokunulmamış ve hatta Osmanlı döneminden kalma altyapıları güncelledik. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu'nun siyasi iradesiyle, altyapı ve şehircilik alanında önemli adımlar attık. Beşiktaş'ta altyapı sorununun %95'ini çözdük ve şehri yağmurlara karşı dirençli hale getirdik. Şimdi, kentsel tasarım süreçlerimize başlayarak, şehrin üst yapısıyla ilgili yeni düzenlemeler yapıyoruz ve bu çalışmaları hızla sürdüreceğiz.

Önümüzdeki 5 yılın özetini de anlatır mısınız?

Öncelikle, imar planlarımızla ilgili yoğun bir mücadele içindeyiz. Ülke yöneticileri ve merkezi hükümet, Beşiktaş'ı siyaset üstü bir konu olarak ele almalı ve işlerin aksamamasını sağlamalıdır. Dünyanın hiçbir yerinde, tarihi bir alanın %80'inde yetki paylaşımı gibi bir durum söz konusu değildir. Ya yetkiyi tamamen alırsınız ve kendiniz yönetirsiniz ya da burası merkezi hükümet tarafından yönetilecek denilir ve yerel yönetimin görevi sadece çöp toplama ile sınırlı kalır. Ancak, böyle bir belirsizlik içinde ve yetkisiz bırakılmak, bu kentte uzun yıllardır yaşayan insanlara yapılmış en büyük haksızlıktır.

Beşiktaş'ta yeni sosyal alanlar ve otoparklar gibi ihtiyaçların karşılanabilmesi için imar planlarının yapılması şarttır. Bu planlar dahilinde, alanları açığa çıkarabiliriz. Önceliğimiz, bu planları yapmak ve onları geçirdikten sonra hazırlıklarımıza başlamaktır. Kentsel dönüşüm müdürlüğümüz bu süreci planlayacak. Dikilitaş'ta bir yaşam kompleksi projemiz var; orada hukuki bir sorun vardı ve çözüldü. Orada, devlet okulunda okuyan çocuklarımız için bir spor kompleksi hazırlıyoruz. Bu kompleks içinde yüzme havuzu, spor salonu, kreş, sosyal tesis ve e-spor merkezi gibi olanaklar yer alacak.

Ortaköy Yaşam Vadisi'nde 280 dönümlük bir alanımız var. Bu alanı kamuya kazandırdık. Bu, Beşiktaş için inanılmaz bir kazanımdır. Bu alanda, Beşiktaş'ın ihtiyaç duyduğu tüm fonksiyonları planlıyoruz. Çünkü Beşiktaş'ta yer sorunumuz var ve bu ihtiyaçları karşılamak için çözümler üretiyoruz. Beton laboratuvarımızı kuruyoruz.

Prof. Dr. Naci Görür'ün yardımıyla, Beşiktaş'ın sismik haritasını ve mikro bölgeleme çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. Kentsel dönüşüm ve imar düzenlemeleri müdürlüğümüz, yeni projelerimizi ve düzenlemelerimizi planlamakta ve yönetmektedir. Yeni yaşam alanları ve dönüşüm projeleri ile Beşiktaş'ımıza değer katmayı hedefliyoruz.

Ortaköy Yaşam Vadisi, Beşiktaş için değerli bir kazanım olup, Beşiktaş'ın ihtiyaç duyduğu sosyal donatı alanları, yeşil alanlar ve spor tesisleri gibi önemli fonksiyonları barındıracak şekilde tasarlanıyor. Buradaki amaç, Beşiktaş'ta alan sıkıntısına çözüm üretmek ve kent sakinlerinin ihtiyaçlarına yanıt vermek.

Kentsel dönüşüm süreçlerimiz, sadece fiziksel yapıların yenilenmesiyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda Beşiktaş'ın sosyal yapısını ve kültürel dokusunu da güçlendirmeyi amaçlıyor. Dikilitaş'ta planladığımız yaşam kompleksi, sadece bir dönüşüm projesi olmanın ötesinde, bölge sakinlerine hizmet edecek çeşitli sosyal ve kültürel imkanları da bünyesinde barındıracak.

Beton laboratuvarımızın kurulması, yapıların daha güvenli ve dayanıklı olmasını sağlamak üzere yapılan beton ve zemin testlerini kendi bünyemizde gerçekleştirebilmemize olanak tanıyacak. Bu, özellikle depreme karşı daha hazırlıklı bir Beşiktaş yaratma hedefimiz doğrultusunda önemli bir adımdır.

Prof. Dr. Naci Görür ile iş birliği içinde yürütülen sismik haritalama ve mikro bölgeleme çalışmaları, Beşiktaş'ın deprem riskine karşı alınacak önlemlerin belirlenmesinde kritik rol oynayacak. Bu çalışmalar, bölgenin depreme karşı dirençli hale getirilmesi için gerekli olan müdahalelerin planlanmasında bize yol gösterecek.

Sonuç olarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile işbirliği içinde, Beşiktaş'ın çeşitli sorunlarına yönelik çözümler üretiyor ve bölgenin hem fiziksel hem de sosyal olarak yenilenmesi için çalışıyoruz. Beşiktaş'ı, tarihi dokusunu koruyarak, modern yaşamın gereksinimlerine cevap verebilecek bir kent haline getirmeyi hedefliyoruz. Bu süreçte, Beşiktaş sakinlerinin güvenliği ve refahı her zaman önceliğimiz olacak.

Ben Beşiktaş'ta dolaştığımda biraz şunu gördüm; Sokak hayvanları konusunda da bir bakımlılık var. Ülkenin birçok şehrine göre çok farklı. Bu alanda da hassassınız gördüğüm kadarıyla.

Yaşadığımız yerin ve kent sakinlerimizin bu konuda gösterdiği hassasiyeti dikkate alarak, göreve geldiğimiz ilk andan itibaren can dostlarımız için önemli adımlar attık. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ardından 7/24 hizmet sunan tek ilçe belediyesi olduk ve 5 acil hayvan ambulansı hizmete aldık. Beşiktaş'ın herhangi bir yerinde, tedaviye ihtiyaç duyan bir can dostumuz olduğunda, ekibimiz en geç 20-25 dakika içinde olay yerine ulaşarak, poliklinik hizmetlerimizin genişletilmiş kapsamıyla tedavi sağlıyor. Ayrıca, engelli kedi ünitemiz ve devam eden kısırlaştırma çalışmalarımızla Beşiktaş'ta başıboş köpek sorununu çözdük. Ancak, çevre ilçelerden getirilen kediler gibi, parklarımıza bırakılan kedilere de gönüllerimizle birlikte yardımcı olmaya çalışıyoruz. İlaçlama ve vektörle mücadele çalışmalarımız, lavra ve yumurtlama dönemlerinde arkadaşlarımızın zamanında müdahalesi ile devam ediyor. İstanbul'da bu konuda gerçekten öncü bir belediye olduğumuzu ve yetkimizin çok ötesinde çalışmalar yaptığımızı belirtmek isterim; can dostlarımızın her alanda yanında olmaya devam edeceğiz.

ü

Editör: Altan Sancar