Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, yaptığı yazılı açıklamada, hükümete desteğini ifade ederek CHP'ye yüklendi. Erdoğan ailesinin ve yakınlarının paraları yurtdışına çıkardığını kanıtlayan Man Adası Skandalı belgelerini kamuoyu ile paylaşmasını eleştiren Destici, bunun Zarrab davası ile paralel yürütüldüğünü belirtti ve şu ifadeleri kullandı: "ABD'nin başını çektiği emperyalist, siyonist, terörist hain ve işbirlikçi çevrelerin planlı taarruzuna karşı devletimizin ülkemizin ve milletin iradesi ile seçilmişlerin yanındayız." Destici'nin açıklamasının öne çıkan kısımları şöyle: "Ülkemiz; 1 Mart 2003 tezkeresinin TBMM'de reddinden bugüne ABD' tarafından; "..günü gelince bunun hesabı sorulacak" mantığıyla hep hedefteydi. 1 Mart 2003'te Ortadoğu'daki hesapları sekteye uğrayan ABD ve Siyonist İsrail, Suriye kriziyle emellerine ulaşmak için PKK ile işbirliğinden çekinmedi. Bütün dünyanın gözü önünde Trump'ın deyimiyle, "..terör örgütleri oluşturdu" ,"var olanları destekledi." Öte yandan, Türkiye içerisinde ki yerli işbirlikçileri ve ajanları ile de Türkiye'yi uluslararası arenada zor duruma düşürecek iç siyasi karışıklıklara, ekonomik istikrarsızlıklara sebep olacak argümanlar oluşturup, bunları kullanacak gün için biriktirdi. 15 Temmuz Fetö darbesiyle amaçlarına ulaşamayanlar bu sefer ABD'ye götürdükleri İran asıllı sözde işadamı kılıklı Reza Sarraf adındaki işbirlikçi ajanları marifetiyle bunu yapmaya çalışıyorlar. Hedefte; Türkiye'nin ve Türk Milleti'nin olduğu su götürmez bir gerçektir. Lakin, Büyük Birlik Partisi olarak Surda gedik açılmasına ve Türkiye’nin diz çöktürülmesine müsaade etmeyeceğiz. Bu hadise bu kadar apaçık iken Anamuhalefet partisinin ABD'deki kurmaca mahkeme süreciyle eş zamanlı olarak aynı günlerde Cumhurbaşkanı'nın yakın çevresi ile ilgili bir takım para transferlerini gösteren, lakin içeriği henüz ispatlanmayan dekontları, önce meclis kürsüsünde sonra da kamuoyuyla paylaşması en hafifi ile insanın aklına 'acaba ABD'deki mahkeme sürecinin bir uzantısı mıdır ' sorusunu getirmektedir. CHP'nin bu tavrı bize , Üstad Necip Fazıl'ın 1956'da yine CHP için söylediği; "Bugün bizdeki muhalefet, iktidarı düşürmek kaydıyla vatanı düşürmeye bile razıdır" sözünü hatırlatmıştır. Yaklaşık 6 ay önce, bir internet sitesinde malum çevrelerce paylaşıldığı söylenen ve hukukun konusu olan bu iddiaların bugün bizzat Anamuhalefet partisinin genel başkanı ve sözcüleri tarafından dillendirilmesi çok yönlü bir şaibeye de sebep olmuştur. Bu da, büyük bir iddia ile açıklanan bu dekontların kaynağı ile ilgilidir. Hukukun konusu olması gereken hususlar, günlük ve çıkar amaçlı siyasetin konusu yapılmamalıdır. Bunun yapana da faydası olmayacaktır. Burada kazanacak olan sadece bu dekontları servis edenler ve arkalarındaki Türkiye düşmanları olacaktır. CHP'li yöneticilerin bundan sonra yapması gereken şey ellerindeki bütün argümanları savcılıkla eksiksiz bir şekilde paylaşmak ve yargının vereceği kararı beklemek olmalıdır. Siyasetteki iç çekişmelerin gün geçtikçe düzeysiz bir şekilde cereyan etmesi ne yazık ki dışardaki bu planlı taarruzu güçlendirmektedir. Bugün karşılaştığımız bu çirkin tezgah; iktidarı- muhalefeti, iç çekişmeleri bir kenara bırakarak ABD'nin tilki kurnazlığı ve sahte oyunu karşısında birlikte hareket etmeyi zorunlu kılmaktadır. Zarrab'ın pisliklerini tanıklık sıfatıyla takas eden Haçlı zihniyetin Türkiyeye yönelik planlarına karşı gelmek, her Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşının görevi olmalıdır. Büyük Birlik Partisi (BBP) olarak, Türkiye'nin zor şartlardan geçtiği bu kritik süreçte; bütün itirazları, geçmişte yaşanan hadiseleri bir kenara ve hukuka bırakarak ABD'nin başını çektiği emperyalist, siyonist, terörist hain ve işbirlikçi çevrelerin planlı taarruzuna karşı devletimizin ülkemizin ve milletin iradesi ile seçilmişlerin yanındayız."