Bahçeli: Fırat’ın doğusuna kuvvetle girilmeli, yer gök titremelidir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Fırat’ın doğusunda YPG’nin ana gövdesini oluşturduğu SDG’nin kontrolünde bulunan alana yönelik olası operasyona ilişkin değerlendirmede bulundu.

“Fırat’ın doğusu yılan-çıyan yuvası! Orası Firavun sığınağı, orası Yezid’in saklandığı delik. Orası kurumadıkça, baştan ayağa temizlenmedikçe ne huzur bulacağız, ne de güvenli olacağız” ifadelerini kullanan Bahçeli, “Hazırlıklar tamam olduktan sonra Fırat’ın doğusuna kuvvetle girilmeli, yer gök titremelidir” dedi.

Bahçeli’nin Twitter üzerinden paylaştığı mesajlar şöyle:

“2018 yılı ülkemiz için tarihi dönüşüm, milli diriliş dönemidir. Bu yıl içinde yüzyıla sığmayacak demokratik atılımlar yaşandı.

Önümüzü kesmeye çalışanlar sükûtu hayale uğradılar. Pes etmemizi bekleyenler pert oldu, zamanla elendi. Allah’a çok şükür bin yılların mirası yeni bin yıllara güvenle eklemlendi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 9 Temmuz 2018’den itibaren uygulamaya geçmesiyle Türkiye yeniden doğruldu. Cumhur İttifakı’nın doğumu ve dik duruşuyla beka düzeyindeki tehditlere karşı muazzam bir irade gösterildi. Uyanan milli şuur uzayıp gelen tehlikeleri göğüsledi.

“CUMHUR İTTİFAKI’NIN MUAZZEZ DAYANIŞMASI BÜTÇEYE MÜHÜR VURMUŞTUR”

TBMM Genel Kurulu’nda 10 Aralık 2018’ten 21 Aralık 2018’e kadar geçen zaman dilimi süresince; 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ve 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Tasarısı görüşüldü ve kanunlaştı. 17 Ekim 2018’de başlayan bütçe süreci sonuçlanmış oldu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk bütçesinin muteber ve muhterem bir çoğunlukla kabulü memnuniyet vericidir.

Milliyetçi Hareket Partisi hem Cumhur İttifakı’na hem de yeni sistemin varlığına bağlılığından dolayı bütçeye müsterih ve müftehir bir vicdanla evet demiştir. Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşanmış, müstesna bir irade tecelli etmiş, Cumhur İttifakı’nın muazzez dayanışması aynısıyla bütçeye mühür vurmuştur. 2019 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunuyla 2017 Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunun ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Bütçenin hazırlık aşamasından kabul safhasına kadar emeği geçen, katkısı bulunan herkesi içtenlikle kutluyorum.

“FIRAT’IN DOĞUSU YILAN-ÇIYAN YUVASI, FİRAVUN SIĞINAĞI”

Fırat’ın doğusu yılan-çıyan yuvası! Orası Firavun sığınağı, orası Yezid’in saklandığı delik. Orası kurumadıkça, baştan ayağa temizlenmedikçe ne huzur bulacağız, ne de güvenli olacağız. Milli beka için Fırat’ın doğusuna tam saha operasyon hayat memat meselesi. ABD’nin Suriye’den çekilme kararının ne getirip ne götüreceğini, taktik adım olup olmadığını, stratejik hedeflerin yeniden revize edilip edilmediğini şimdilik bir yana bırakalım.

Milli siyasetimizi oluştururken tarihe bakmalıyız, millet ne diyor ona dikkat etmeliyiz. Fırat’ın doğusu kurtarılmadıkça, zulüm kazınıp atılmadıkça, katiller cezalandırılmadıkça son vatanımızda dirliğimiz ve birliğimiz hep muallakta kalacak, mücavir toprakların emniyeti muammasını sürdürecektir.

“FIRAT’IN DOĞUSUMA KUVVETLE GİRİLMELİ, YER GÖK TİTREMELİDİR”

Hazırlıklar tamam olduktan sonra Fırat’ın doğusuna kuvvetle girilmeli, yer gök titremelidir. Felaketlerin içinden bir celadet anıtı gibi yükselen nice kahramanımız Türk tarihinin akışını değiştirdi. Kimi zaman dondular, kimi zaman buz kestiler, kimi zaman da çöl kumlarında yandılar. Gene de teslim olmadılar, hiç vazgeçmediler.

104 yıl önce Sarıkamış’ta yaşananlar bu söylediklerime ibretlik bir misaldir. Allahuekber Dağları’nda sadece düşmana değil; kara, tipiye, soğuğa da meydan okundu. İstiklal uğruna pek çok bedel ödendi.

Kahraman ecdadımız üşüyerek şehit oldu, ama biz sayelerinde sıcak bir vatanla buluştuk. Donarak devleşip istikbalimizi ısıttılar. Bir hilal uğruna nice güneşler battı. Bu topraklar dökülen tertemiz şehit kanlarıyla vatanlaştı.

Aziz şehitlerimizi Fatihalarla anıyorum. Allah hepsinden razı olsun diyorum. Unutmayalım ki, kahramanlık ruhun bedene karşı elde ettiği imrenilecek bir zaferdir. Bu nedenle Türk milleti muzafferdir, mutlak hakim olan da bir tek Allah’tır. Bayrak olup inmeyenleri, ezan olup dinmeyenleri, şehit olup ölmeyenleri tazimle yad ediyor, bıraktıkları emanetlerini can pahasına savunacağımızı bir kez daha ifade ediyorum.

Doğu Türkistan’da işkence ve asimilasyonlara maruz kalan soydaşlarımızın asla yalnız olmadığını çok gür ve güçlü bir şekilde haykırıyorum. İnanıyorum ki, mazlumların ahları gün gelecek zalimleri tahtlarından indirecektir. İster Fırat’ın doğusu, ister bir başka yer olsun, Türk’ün iradesi olmadan, kararı ve sözü duyulmadan hiç kimse hayale kapılmamalıdır. Aksi halde sonları acıklı olacaktır. Diyorum ki, ya beka ya da bela…”