Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 18'i tutuklu 61 kişi hakkında Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın duruşması Sincan Cezaevi’nde devam ediyor.

Duruşmaya verilen ardından ilk olarak sanık Barış Kurt’un avukatı Nazmi Kobal savunma yaptı. Bilirkişi raporunda hataların olduğuna ilişkin  sundukları mütalaa hakkında konuşan Kobal, "Bu rapor ile bilirkişi raporunun başka bir heyete gönderilmesini talep ettik ancak henüz bir netice alamadık. Erkan Doğan gibi yalancı bir kişinin 8 farklı ifadesi de ortadadır. Müvekkilimin tüm mal varlıklarına TMSF tarafından el konuldu. Ödemesi gereken krediler var ancak ödeyemiyor. Biz tüm delilleri sunduk. Şu aşamada sayın mahkemenizden tahliyesini talep ediyoruz. Aksi halde en ağır şartlarda da olsa adli kontrol şartıyla tahliyesini istiyoruz" dedi.

Erdoğan talimat verdi: Kadına ve çocuğa yönelik şiddet, cinayet, istismar suçlarına yeni düzenleme geliyor Erdoğan talimat verdi: Kadına ve çocuğa yönelik şiddet, cinayet, istismar suçlarına yeni düzenleme geliyor

Sanıklardan Tansel Aktan’ın avukatı İbrahim Kama, iddianamenin hukuka aykırı delillerle hazırlandığı iddiasında bulunarak, "Yani balık baştan kokmuştur" diye konuştu.

'Bu olay intihardır, cinayet değildir'

Sanıklardan Mahfur Tatar cinayetini işleyen Semih Arslan’ı yüksekten atarak öldürmekle suçlanan sanık Mahmut Gökhan Çanga’nın avukatı Ela Leyla Umur, Çanga’nın evine yönelik görselleri sunarak, "Bu olay intihardır, cinayet değildir. Bu ev örgüt evi olamaz. Örgüt evi lüks olur, her şey olur. Burada tam tersi bir yokluk var. Bu olayda hiçbir şüphe kalmamıştır. Bu olaya dair 2016’da ‘kovuşturmaya yer yok’ kararı verildi. Ama 7 yıl sonra savcılar ne dediyse yazan bilirkişiler olaya ‘cinayet’ dedi. Bu da KOM komiserini yaptığı whatsapp yazışmlarında kanıtlanmıştır" iddiasını dile getirerek, tahliye talep etti.

'Bu savcı Mustafa Kaya’nın oyunudur ve yeni tahliye edilen polislerle bu işi çevirmiştir'

Sanıklardan Deniz Urcan’ın avukatı Sidar Yurtçiçek, gizli tanık Serdar Sertçelik’in yurt dışına kaçırılması olayında Emniyet personelinin yargılandığı Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki dosya ile bu davanın birleştirilmesini talep etti. Yurtçiçek, savunmasında şunları söyledi:

"Bilir kişi raporunun ilk 24 sayfasında hiç ‘balkondan atma’ geçmiyor. Ama sonrasında birden giriyor çünkü savcıların sonuç kısmını okuyacaklarını biliyor. Bu savcı Mustafa Kaya’nın oyunudur ve yeni tahliye edilen polislerle bu işi çevirmiştir. Bunlar MHP’ye bulaşmasaydı biz bunların hiç birini göremeyecektik. Allah'tan, Şevket Demircan (eski Emniyet Müdür Yardımcısı) MHP düşmanıydı da biz bu kumpasları görüyoruz. Bir olaya şaibe düşürülmek için savcının talebiyle polislerce ekleme yapılmıştır. Soruşturmayı yürütenlerin isteği doğrultusunda dosyaya şaibe düşüyor. Savcı Mustafa Kaya ve Şevket Demircan suç işlemişlerdir. Bilirkişileri baskılayarak 'hürriyeti tehdit’ suçları işlemişlerdir. Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüşülen her şey bizim dosyamızla ilgilidir. Bu yüzden iki dosya birleştirilmelidir. Müvekkilimin Semih Arslan cinayetinde 'azmettirici' olduğuna dair en ufak birşey dosyada geçmiyor ama iddianamede geçiyor. Ancak hiçbir delil yok."

'15 Temmuz’da TRT basılırken Kaplan ve arkadaşları ellerine silah almış, komando teröristlere karşı çıkmıştır'

Yurtçiçek savunmasında "Buradan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a sesleniyorum" diyerek, şu iddialarda bulundu:

"Bu dosyada çok büyük usulsüzlükler yapılmaktadır. Buradaki usulsüzlükler bugünkü kabinede yer alan isimlerin yarın bir gün yargılanmasına sebebiyet verilebilir. Bu dosyada müfettişler görevlendirilmelidir. Organize Şube Müdürü Kerem Gökay Öner itirafçı oldu. Tüm bunları onların ifadesinden anlıyoruz. Bu adam ‘ben sürecin dışına itildim. Bu usulsüz işleri benim dışımda yapan isimler şunlar’ diye açıkladı. Bu organize müdürleri, komiserler gözlerini karartmışlar. Nasıl bu kadar motive olmuşlar? Bu motivasyonun kaynağını bulmalıyız. Neden bir iş insanı kameralar önünde gözaltına alınır? Bu neden bizi 15 Temmuz’a götürüyor. Bu operasyonun nedeni 15 Temmuz’dur. 15 Temmuz’da silahların nereden bulunduğuna dair Ayhan Bora Kaplan, ‘MİT verdi, polis verdi’ deseydi ne yapacaktınız? 15 Temmuz’da TRT basılırken Ayhan Bora Kaplan ve arkadaşları ellerine silah almış, komando teröristlere karşı çıkmıştır. Burada kahramanlar yargılanıyor.

Mahkeme Başkanı'na: Bu adam sizi tehdit mi etti sayın başkanım?

Şevket Demircan sizin sıralı amiriniz olduğunu söylüyor. Bu adam sizi tehdit mi etti sayın Bbaşkanım? Ben söylüyorum bu adam sizi, Murat Çelik’i ve herkesi tehdit ediyor. Sizin heyetinizle birlikte çekilmeniz doğru olacaktır. Adınız her yerde geçiyor sayın başkanım. Artık cesaretli olun ve doğru kararı verin."

Duruşma yarın saat 09.00'da devam edecek.

Editör: Haber Merkezi