Ankara Valiliği yetkilileri ve polis, İçişleri Bakanlığı kararını gerekçe göstererek ve zaten faal olmayan bir derneğin adresi görünüyor diye Halkın Hukuk Bürosu’nu bastı. Omuza omuza veren halkın avukatları ile CHP ve HDP’nin hukukçu vekilleri polisi direnişle karşıladı. Avukatlar kapıda barikat oldu, kapıyı kıramayan polis geri çekildi. Bir süre görüşmeler ve bekleyiş sürdükten sonra polis yeniden saldırıya geçti. Özel harekatçılar otomatik silahlarla avukatlık bürosunu bastı. Avukatlar darp edilerek gözaltına alınırken bile omuz omuza direndi. 6 avukat gözaltına alındı.
İçişleri Bakanlığı’nın “güvenlik” bahanesiyle 370 derneğin faaliyetlerini durdurduğunu açıklamasının ardından Çağdaş Hukukçular Derneği’nin (ÇHD) genel merkezini ve Ankara şubesini mühürleyen valilik yetkilileri ve polisler, daha sonra Halkın Hukuk Bürosu’na baskın düzenledi.
Yetkililer, büro ile aynı dairenin bir bölümünde olan Adalet Okulu Derneği hakkındaki kapatma kararını gerekçe göstererek daireyi mühürlemek isterken; Halkın Hukuk Bürosu avukatları büronun tamamen mühürlenmesinin hukuka aykırı olduğunu söyledi.
AVUKATLAR OMUZ OMUZA DİRENDİ, POLİS GİREMEDİ
Sendika.Org’un haberine göre 10 Ekim Ankara Katliamı davasından çıkan avukatlar ile CHP ve HDP’nin hukukçu vekilleri Necati Yılmaz, Ali Haydar Hakverdi, Aysel Tuğluk ve Besime Konca, Halkın Hukuk Bürosu’na gelerek avukatlara destek verdi.
Gerginlik devam ettiği sırada avukatlar savcı ile görüştü. Savcı yapılan işlemin hukuksuz olduğunu, bir avukatlık bürosunun bu şekilde basılamayacağını söylemesine karşın polisler “Biz emri valilikten alırız” yanıtı verdi.
Valilik yetkilileri ve polisler hukuksuz uygulamada diretince avukatlar büro içinde direnişe geçti. Onlarca avukat polisin kırmaya çalıştığı kapının arkasında omuz omuza verdi, faşizme karşı mücadele ve direniş sloganlarıyla polis baskınına izin vermedi.
BİNA ÖNÜNDE BEKLEYENLERE SALDIRI
Avukatların kapıdaki direnişi uzun süre devam ederken, bina önünde sloganlarıyla direnişe destek verenlere polis gaz bombası ve plastik mermilerle saldırdı.
00.15 sularında görüşmeler sonrasında geri çekilen polis, bir kez daha Halkın Hukuk Bürosu önüne geldi. Bina önündeki kitle uzaklaştırılırken, çevik kuvvet polisi binaya girdi. Avukatlar yine direniş kararı alarak sloganlar başladı. Halkın Hukuk Bürosu’nda direnen avukatlara destek vermek isteyenlere polis gaz bombalarıyla saldırmaya başladı. Bina önünde bekleyenlere saldıran polis, polis, ellerinde silahlarla Halkın Hukuk Bürosu’na girdi, direnen avukatlar işkence yapılarak gözaltına alındı.
Polis, avukatları bina içinde darp ederek Halkın Hukuk Bürosu’ndan çıkardı. Özel harekatçılar, direniş boyunca canlı yayın yapan Halkevleri Hukuk Dairesi’nden Av. Sercan Aran’ın kafasına silah dayayarak telefonunu aldı. Telefonunu sıfırladıktan sonra Aran’ı serbest bıraktı. Saldırıda sadece 6 avukat gözaltına alındı.
“YAŞANAN BAŞTAN SONRA HUKUKSUZLUK, DİRENİYORUZ, DİRENECEĞİZ”
Büronun kapısındaki gerilim devam ederken büronun içinde olan Halkevleri Hukuk Dairesi avukatlarından Sercan Aran durumu Sendika.Org’a şöyle aktarmıştı:
“Valilik yetkilileri ve polisler baştan sona hukuksuz bir işlem için kapıdalar. Halkın Hukuk Bürosu’ndaki tüm odalar avukatlık bürosu. Zaten faal olmayan bir dernek hakkında ‘faaliyet durdurma’ kararı verilmiş, bunu gerekçe göstererek büroyu mühürlemek istediler. Buna direndik ve geri adım attırdık.
Bunun üzerine Dernekler Masası’ndan gelen yetkililer ‘Bize oda gösterin, mühürleyelim’ dediler. Biz de ‘Kendiniz seçin, mühürleyin’ dedik ama kabul etmediler. Çünkü o zaman bir avukat odasını mühürleyeceklerini ve suç işleyeceklerini biliyorlar. Hatta açık açık ‘Suç işlemek istemiyoruz’ bile dediler.
Normal şartlarda ‘Böyle bir dernek yoktur, dernek adresi yanlıştır’ yazılı tutanak tutup ve para cezası kesip gitmeleri gerekiyor.
Biz haklarımızı ve mesleğimizi savunmaya, faşizma karşı birlikte direnmeye devam edeceğiz.”
