Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte gerçekleşen devrimlerin başın da gelen Laikliğin toplumun ilerleyen zamanlarda önemini anladığı, ancak devletin kurumlarınca korunacağına olan güven nedeniyle, hiçbir dönem örgütlü sahip çıkış refleksi gösterme ihtiyacı hissetmediği görülüyor. Zamanla siyasi İslamcılığın cesaretli çıkışlarına Ordunun gösterdiği karşı duruşuna oluşan güven bugüne gelinmesinin önemli nedenidir. Cumhuriyetin kurucu kadrolarının ilerici adımlar attığı dönemde bir tarafta Sosyalist cumhuriyetler kuruluş sürecindeyken diğer taraftan ise kapitalist ülkeler kendi ülkelerindeki işçi sınıfı hareketini ve Komünistleri boğmaya çalışıp aynı zamanda ırkçılığı yükselterek kendileri için önlemler alıyorlardı.
Cumhuriyet hilafeti ortadan kaldırıp Laikliği inşa ederken eski rejimin savunucularına karşı verdiği mücadelenin önemi yadsınamaz ancak Komünizme ve işçi sınıfının örgütlenme aracı olan sendikalara gösterdiği karşı duruş daha net ve uzlaşmazdı. Sermaye oluşumu başlangıç aşamasındayken gerçekleşen bu devrimin başlangıçtaki hassasiyetleri sermaye sınıfının gelişmesiyle birlikte belli sermaye gruplarının Cumhuriyet hassayeti çıkışı dışında kuruluş ilkeleri zamanla aşındırıldı ve yıllara yayılarak yine bu sınıfın çıkarları için ortadan kaldırıldı. Cumhuriyetçilerin Suudi rejimi için uzun yıllarca işte bakın böyle oluruz korkutması sonrasında İran’da iktidara gelen şeriatçılarla bu seferde sonumuz böyle olacak söylemlerine dönüştü.
Şeriat ile yönetilen ülkelerin halklarının düşmanlaştırılması sanki layık oldukları yönetim biçiminin o olduğuna varan tepkiler aslında bu rejimlerin aklanmasına neden oluyor. Kapitalizmle yönetilen şerri rejimlerin bir azınlığın karı ile refahı ve halkın çoğunluğunun yoksulluğunu gizlemek için ırkçılık iyi bir aparat.
AKP hükümetine kadar Cumhuriyetin bütün kuruluş değerleri aşındırılmamış da her şey 2002’de başlamış havası yaratanlar, AKP ile Arabistan arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişirken diğer ülkelerin sermaye gruplarıyla ilişkilerde sanki problem varmış ya da batı sermayesi suçsuz günahsızmış gibi bir düşünceye dönüştürüldü. Türkiye’nin 100 yıllık sömürücü ailesi olan Koç grubundan Laikliğe sahip çıkması ya da öyle olmasının istenmesi Laikliğin ortadan kaldırılmasındaki payını hafifletmez.
Emperyalizm tarafından uzun yıllardır işgal ve iç savaşlarla karıştırılan Ortadoğu ülkelerinin halklarının zorunlu göç nedeniyle Türkiye’de bulunmalarının sorumlusu orada yaşayan halklar olmasa gerek. Emperyalizmin işgalinin her dönemde yanında yer almak için hükümete baskı yapan sermaye sınıfı bugünkü göçün birincil sorumlusudur.
Milyonlarca göçmen bugün Türkiye’de ucuz iş gücüdür. İşsizlik sermaye grupları arasındaki rekabetten kaynaklıdır. Yine milyonlarca işsiz her zaman yedek işgücü olarak her ülkede bekletiliyor. Hali hazırdaki çalışan işçilerin hak arayışına girişmeleri durumunda hemen işsiz toplam sermayedarlar tarafından sopa olarak gösteriliyor. Kriz yoksulluğu derinleştirirken zaten kapitalizmde yoksulluk normallik kazanmak durumundadır. Asgari ücret bugün açlık sınırındayken bu ücretin bu durumda olmasının sorumlusu Araplar, Suriye, Afganlılar değildir.
Cumhuriyetin kuruluşuna ilham verenler ile yıkılışına neden olan sınıfın sermaye oluşu unutularak yapılan değerlendirmelerin altı boştur. Irkçılığın bugün yeniden Dünya’da yükselişe geçmesi de tesadüf değildir. Türkiye düzen siyasetinde Milliyetçi söylemlerin karşılık buluyor oluşu hem iktidar hem muhalefet tarafından ekonominin hiç de iyiye gitmediğinin göstergesidir. İşçi sınıfının alım gücü azalırken temel ihtiyaçlara dahi ulaşım zorlaşırken hilafet isteklerine karşı milliyetçi karşı çıkış ya da yine milliyetçi söylemlerle sahip çıkılmasının işçi sınıfının, yoksulların lehine bir durum oluşturmayacağı kesin. Yabancı düşmanlığı toplumda oluşturulan algı ile beslenirken çocuklar başta olmak üzere milyonlar yeterli besin kaynağına pahalılık nedeniyle ulaşamıyor.
Laikliğe, Cumhuriyete sahip çıkmak bugün işçi sınıfı için zorunluluktur. Hilafet isteyenlere karşı mücadele yine işçi sınıfının sorumluluğundadır. İktidardaki sınıfın ırkçılık körüklemesine karşı uyanık olup yeni bir Cumhuriyetin inşası için eski Cumhuriyette kalacak sermaye sınıfına fırsat vermemek gerekli.
ü