Perşembe, Mart 28, 2024

‘Anti-Kadın İttifakı’ kadınlara karşı

YRP ve HüdaPar’ın bir biçimde Cumhur İttifakı’nın parçası olmasıyla bu blokun bir adı; “Anti-Kadın İttifakı” olmuştur. Bu ittifak sadece seküler kadınları değil özgürlükçü muhafazakâr kadınları da hedef alıyor. O yüzden bu “anti-kadın ittifakı”na en iyi cevabı sekülerinden muhafazakârına özgürlükçü kadınlar verecektir.

14 Mayıs seçimlerine giderken Cumhur İttifakı +1 oy için ideolojik olarak yakın olduğu her parti, cemaat ve grupla görüşmeye, onları ittifaka dahil etmeye çalışıyor.

Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde Erdoğan/AKP çağrısına olumsuz cevap veren ve bağımsız adaylığını ilan ederek imza toplamaya başlayan YRP lideri Fatih Erbakan önceki gün, bu fikrinden vazgeçerek ittifaka katıldığını açıkladı. HüdaPar ise yaptığı açıklamada seçimlere AKP listelerinden gireceğini ilan etti.

Cumhur İttifakı’na dahil olan bu iki partinin ortak keseni kadın konusundaki duruşlarıdır. Kadının toplumsal görünürlüğünü tahammülü olmayan, kadını kamusal alanda değil özel alana hapsetmek isteyen ve orada da asli görevlerini “annelik” olarak tanımlayan bu bakış, ideolojik olarak AKP ile uyumludur.

Burada sorun MHP’nin gerek kadın gerekse HüdaPar’ın parti programında yer alan “Türk” kimliği tanımından özerkliğe kadar uzan geniş yelpazedeki siyasi duruşu hakkında ne düşündüğüdür.

Normal şartlarda MHP’nin –BBP’nin verdiği düşük tonlu itirazdan- daha güçlü biçimde itiraz etmesi beklenir.

Ama son yazılarda sıkça ifade etmeye çalıştığım gibi, Cumhur İttifakı ve ona destek olan çevrelerin ideolojik farklılıklara rağmen aynı yerde durmasının temel nedeni devlet imkanları ve bu imkanların devletçilik anlayışı üzerinde bu düzeni destekleyenler arasında güçleri oranında paylaşılmadır.
Bu açıdan Cumhur İttifakı temel olarak bir çıkar, fayda ittifakıdır. Temel paylaşım maddi/manevi ranttır ama esas özne bizatihi devletçilik anlayışı ve ona meşruiyet sağlayan zihniyettir.

***
Her şeye rağmen bu ittifakın açık özelliği artık açık biçimde bir “Anti-kadın İttifakı” olduğudur.

AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan aldığı karar ile Türkiye imzacısı ve öncüsü olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi. İttifaka yeni katılan partiler de açık biçimde 6284 Sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu’nun kaldırılmasını istiyorlar.

Oysa kaldırılan İstanbul Sözleşmesi’nin ilk maddesi ile hedeflenen;

– Kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak,
– Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dâhil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak,
– Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak,
– Kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak,
– Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamaktır.

AKP ve Cumhur İttifakı’nın kadın ve kadının kamusal görünürlüğünden duydukları rahatsızlığı açık olan iki partiyi ittifaka dahil etmesinin temel nedeni ideolojik ortaklık değil seçimleri kazanamama riskleridir.

Yine 6284 Sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” ise;
– Kadına şiddeti ortadan kaldırmayı,
– Bütün bireyleri ev içi şiddetten korumayı,
– Toplumsal eşitlik kavramını tanımlar,
– Şiddet mağdurlarına destek verilmesini,
– Şiddete gerekli cezanın verilmesini sağlar.

***
AKP ve Cumhur İttifakı’nın kadın ve kadının kamusal görünürlüğünden duydukları rahatsızlığı açık olan iki partiyi ittifaka dahil etmesinin temel nedeni ideolojik ortaklık değil seçimleri kazanamama riskleridir.

İktidara yakın cemaatlerin peş peşe yaptıkları destek açıklamaları da bunun işaretidir.

İktidar her +1 oyun anlamını biliyor. Ve ona ihtiyacı oldukları için vermeyecekleri taviz yok.

Bu açıdan Cumhur İttifakı açık biçimde “Anti-kadın İttifakı”dır. Bu ittifaka en büyük cevabı kadınlar, özellikle de genç kadınlar verecektir.

Sadece laik kesimden kadınlar değil, özgürlükçü muhafazakâr genç kadınlar da.

Çünkü onlar sadece mevcut devlet-toplum ilişkisinden değil aynı zamanda ataerkil zihniyetten gelen hiyerarşinin de mağduru olarak erkeklerden daha gerideler.

Bu açıdan başörtüsü tartışmasında mağdur olan kadınlar, sadece düzenin değil aynı zamanda muhafazakâr erkeklerin de mağduru oldular.

Cumhur İttifakı sadece laik, seküler kadınları değil özgürlükçü muhafazakâr kadınları da hedef alıyor.

O yüzden bu anti kadın ittifakına en iyi cevabı sekülerinden muhafazakârına özgürlükçü kadınlar verecektir.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI