Cumartesi, Nisan 20, 2024

Anketleri okumak

Seçim tarihi belli olup da yol kısaldıkça bu anketlerde radikal değişimler göreceğiz. DEVA ile Gelecekin toplam oyu, İYİ’den fazla olacaktır. Evet, şu anki 2nin 20den büyük olduğunu iddia ediyorum.

Gün geçmiyor ki yeni bir anket önümüze düşmesin.

İşte en son KONDA’nın anketindeki verileri gördük, İYİ’nin oyu 20 bandını geçmiş, AKP 28.7’ye düşmüşken CHP 24.7’de.

HDP, 12.2; MHP, 7.5, “diğer bütün partiler” ise 5.2

KONDA’nın manipülasyon yapmayacağı, alanında Türkiye’nin belki de en kurumsal ve güvenilir şirketi olduğu genel bir kabul.

Ama ben bu verileri “olduğu gibi” okumanın büyük bir yanlışlığa yol açacağını düşünüyorum.

HDP’nin 12-13 arasındaki oyunu bir kenara bırakıp kalan 87 dilimlik pastayı düşünelim.

İYİ’nin 21.7’ye ulaşması partililerin iştahını kabartırken “Diğer” seçeceğinde yer alan Gelecek ve DEVA için kapkara bulutlar var demektir.

Saadet’in kemik 1.3’ünü gene alacağını düşünürsek, TİP’le beraber yüzde 2’ye ulaşırlar.

DEVA ve Gelecek haricindeki “Diğer” partiler de yüzde 1 alsalar, kaldı geriye 2.2.

Acaba DEVA ile Gelecek’in toplam gerçekten yüzde 2.2 mi?

Şimdi siz anketleri böyle okursanız bu sorunun cevabı “evet” ama ben böyle okumuyorum.

Anketin en kesin verisi ne?

AKP’nin 30’un altına düşmesi, buna mukabil Merkez Sağ hedefindeki bir partinin de büyük sıçrama yaparak boşluğu şimdilik, görece, doldurması.

Bu “eğilim” sadece bu ankette değil bir süredir hepsinde gözüküyor zaten.

Peki, DEVA ve Gelecek çok güçlü kadrolara sahipken neden seçmenden teveccüh görmüyor?

Sebebi anketin ölçebilmek için mecburen sorduğu soruda gizli: “Bu pazar seçim olsa…”

Bazı analistler AKP seçmeninin utandığı için kendini gizlediğini söylüyor, ben buna hiç ihtimal vermiyorum, başka durumlarda geçerli olabilecek bu önermeyi günümüz Türkiyesi için “aşırı yorum” olarak nitelendiriyorum.

“Utanmak” şu an iktidara ve seçmenine çok uzak bir kavram.

Öte taraftan, gönlü ve aklı başka partilere kaymış insanların “başımıza iş gelmesin” diyerek AKP-MHP veya en azından “Çekimser/Protesto/Kararsızım” seçeneklerinden birini telaffuz ettiğini rahatlıkla varsayabiliriz.

Seçim tarihi belli olup da yol kısaldıkça bu anketlerde radikal değişimler göreceğiz.

DEVA ile Gelecek’in toplam oyu, İYİ’den fazla olacaktır.

Evet, şu anki 2’nin 20’den büyük olduğunu iddia ediyorum.

Öngörüm şu: Evvela Kararsızlar geldikleri yere değil onurlarını koruyarak yeni bir hikaye yazmak için DEVA ve Gelecek’e yönelmeye başlayacak.

Bekir Ağırdır’ın dediğine göre 10 kararsızdan 6’sı eskisi partisine dönüyormuş, ama bu seçime bence diğerlerine hiç benzemeyen bir ortamda giriliyor, bu kez öyle olmayacak.

Kararsızlar, nereye gideceklerini bilmedikleri veya çekindikleri için kararsızlar çünkü, ama genel olarak kime vermeyeceklerini, nereden koptuklarını biliyorlar.

Tabii ki bu Kararsızlar’ın içinde başka partilerden de seçmen var, yok saymıyorum ama onlar önemli değil çünkü misal “masaya kızan” bir grup öfkeli seçmen CHP’den Memleket’e gidecekse gider, bu tercih İttifak-içi kaldığından sonucu uzunboylu etkilemez.

Kararsızlar, bu iki partinin oyunu yükseltmeye başladıkça “baraj tehlikesi” ortaya çıkacak.

Türkiye’nin “stratejik oy” konusundaki tecrübesi bu iki partiyi de kol kola baraj üstüne taşıyacaktır -veya birini yok ederken bir diğerini “üçüncü parti” yapacak güce eriştirebilir.

Bu esnada, şimdi “kazanacak at” görüldüğü için milliyetçilikten değil Merkez’den İYİ’ye kayan oylar aslına rücu edecek ve İYİ’nin “köpük oyu” DEVA ile Gelecek’e geçecek.

DEVA ile Gelecek’in barajı geçmesi seçimin farkla bitmesi anlamına geliyor çünkü AKP’den kopuşları da tetikleyecektir.

“Onurlu hikaye” derken kast ettiğim şu: Adıyaman’daki bir mahallenin teşkilat sorumlusu için bugün parti değiştirmenin hiçbir manası yok, o yüzden “bugün seçim olsa” iktidarın yanında kalır, ama 50+1’e ulaşılamayacağı fikrini seçmen satın aldığı gün o teşkilat sorumlusunu seçim için motive etmek mümkün olmayacak.

Önce onun ailesinden insanlar “kişileri değil ilkeleri” savunduklarını söyleyerek diğer tarafa geçecekler, böylece muhafazakar aileler de kazanmayı bir ölçüde garantileyecekler.

Seçimin boyu daha da kısaldığında bu kez kopuşun ne denli sarsıcı olduğunu göreceğiz.

Seçmen iktidardan öbek öbek koparken muhalefeti zafere ulaştıracak.

Fatih Erbakan’a “Konya’da büyük tepki gördüm, ikinci turda Erdoğan’ı desteklemekten vazgeçtim” veya Kılıçdaroğlu’nun Kayseri’de CHP’ye 700 kişi kaydolduktan sonra “artık AKP’nin kalesi yok” dedirten tam olarak bu.

Erbakan, sözünü “Sünni Müslümanların iktidarını bitiren siyasetçi” olarak anılmaktan korktuğu için ikinci turda her şeye rağmen gene de Erdoğan’a oy vereceğini söylüyordu, oysa şimdi bu “korkusu” ortadan kalkmış.

Ne oldu da bir anda rahatladı Erbakan?

Kemal Kılıçdaroğlu, Pazar günü bizim sitede Nuray Mert’in de tartıştığı gibi, “Alevi partisi” diye yaftalanan CHP’nin Genel Başkanı olarak değil bir heyetin sözcüsü olarak dostlarıyla birlikte seçime giriyor çünkü.

Konya’yı dönüştürenlerin başında da Ahmet Davutoğlu geliyor.

Müslümanların iktidarı bu heyetin varlığı sayesinde bitmeyecek, iktidarın bir parçası olarak orada, masada veya Kılıçdaroğlu’nun yanında kalacaklar.

Anketleri böyle okumanın daha doğru olduğunu düşünüyorum.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI