Anıl Aba: Bitcoin kapitalizmin mantığına aykırı, Nakamura ve arkadaşları hayal satıyor

Serkan Üstün

Son günlerde yatırımcılar arasında, ekonomi basınında ve sosyal medyada önemli gündem maddelerinden biri olan ve çokça merak edilen sanal para birimi Bitcon’i iktisatçı Anıl Aba ile konuştuk.

Aba, teknik olarak güçlü bir altyapısının olduğunu belirttiği bu paranın aynı zamanda kurucuları tarafından kısa yoldan köşeyi dönme hayali olarak satıldığını dile getiriyor.

“Sanal Para” olarak bilinen Bitcoin çılgınlığı tüm dünyada rekor üstüne rekor kırarak devam ediyor. Son olarak 10 bin doların üstünü gören Bitcoin, bir yandan orta sınıf için kısa yoldan zengin olma hayali olarak görülürken diğer yandan devletleri ve geleneksel sermaye gruplarını endişelendiren bir hal almaya başladı.

Normal şartlarda paraları devletler basar ve para politikalarını devletlerin merkez bankaları belirler. Sanal para ise internette üretiliyor. Dolar’ın herhangi bir para birimi karşısında bir kaç sentlik hareketi bile ciddi bir mesele haline gelirken Bitcoin, bir gün içinde yüzlerce dolar değer kazanabiliyor. Geçen yıl 1000 TL seviyelerinde seyreden para birimi, geçtiğimiz günlerde 40 bin TL’nin üzerini gördü.

İktisatçı ve akademisyen Anıl Aba ile Bitcoin’in ne olduğunu ve geleceğini konuştuk. Aba, bunun tam bir çılgınlık olduğunu aynı zamanda yasadışı işlerde de kullanıldığını belirtirtiyor ve bu para biriminin yasaklanması gerektiğini düşünüyor.

Aba, Bitcoin’i şöyle tarif ediyor:

“Bitcoin, kişiler ya da kurumlar arasında banka veya kredi kartı şirketi gibi herhangi bir üçüncü-şahıs aracı kurum olmadan alışveriş ve para transferi yapmaya olanak sağlayan yeni bir para birimi. Bitcoin ve muadili olan kripto para birimleriyle yapılan tüm işlemler SWIFT ağına benzeyen blockchain denen bir nevi dijital muhasebe defterinde şifrelenerek tutuluyor. Blockchain teknolojisinin alametifarikası kripto para birimleriyle yapılan işlemlerin tamamen anonim olması. Bu yüzden de günlük harcamalardan ziyade kaçakçılık, yolsuzluk ve uyuşturucu gibi işlerde kullanışlı olabiliyor.”

“GERÇEK DEĞERİNİN NE OLDUĞUNU BİLEMİYORUZ”

Bitcoin’in son derece spekülatif olduğunu belirten Aba, normal para birimlerinin aksine paranın bir günde yüzlerce dolar nasıl değer kazanıp kaybettiğini de şu sözlerle anlatıyor:

Çünkü Bitcoin’in reel bir karşılığı yok. Varsa bile bu değerin ne olduğunu bilemiyoruz, kimse de bildiğini iddia edemez. Mesela bir lale tohumunun takribi 3 lira etrafındaki dar bir bantta dalgalanan bir piyasa değeri vardır. Ortada makul bir sebep yokken 6 liraya ya da 10 liraya çıkması normal değerinden saptığı anlamına gelir ve zamanla piyasalar bunu düzeltip tekrar normal değerine döndürür. Normal değeri 3 lira olan bir lale tohumu piyasada bir ev fiyatına çıkarsa buna “çılgınlık” denir. Bitcoin meselesinde de durum böyle. Ama şöyle bir fark da var; biz Bitcoin’in gerçek değerinin ne olduğunu dahi bilmiyoruz. Yani gerçek değeri aslında 8500 dolar da ufak bir sapmayla 10.000 dolardan mı işlem görüyor, yoksa gerçek değeri 30 dolar da büyük bir çılgınlık mı yaşanıyor bilmiyoruz. Ama ortada müthiş bir sosyal medya abartması olduğu aşikâr. İşin kötüsü bazı insanların ne olduğunu ve ne olacağını bilmedikleri bir hayali bu kadar sahipleniyor olması. Bulutların üzerine şatolar inşa ediyorlar.

“TAM BİR ÇILGINLIK”

Son günlerde Bitcoin konusunda özellikle ekonomi basınında ciddi uyarlılar olduğu görülüyor. Bitcon’in balon bir büyüme yaşadığı ve geleceğinin çok belirsiz olduğu, bu nedenle de güvenilmemesi gerektiği görüşü iktisatçılar arasında hakim diyebiliriz. Aba da bunun bir çılgınlık olduğunu ve balonun bu kadar büyümesinin sosyal medya abartması olduğunu düşünenlerden:

Aba, “Tek kelimeyle çılgınlık. Borsa piyasaları çoğu zaman kendi kendini besleyerek balon yaratma eğiliminde olurlar. Fiyatlar arttıkça talep artar, talep arttıkça fiyat artar. Böylece varlıklar gerçek değerlerinden saparak piyasada sürdürülmesi imkânsız bir irrasyonelite yaratırlar. Buna ekseriyetle haddinden fazla olumlu beklentiler sebep olur. Müthiş bir iyimserlik, sosyal medyanın yarattığı abartı gündem, sürekli artan satın alma talimatları derken bitcoin 2017 yılında mantıksız bir boğa piyasa yaşadı.” diye tarif ettiği değer artığının arkasında somut hiçbir şey olmadığını, bunun yalnızca bir hayal olduğunu şöyle ifade ediyor:

“HAYAL SATIYORLAR”

Gelecekte çok kullanışlı olacak bir para biriminin hayalini satıyor Satoshi Nakamura ve arkadaşları. Millet de bu hayali satın alıyor. Şimdilik. Arada acayip paralar kazanılıyor olması kestirmeden köşeyi dönme heveslisi diğer insanlara çok cazip geliyor. Her ay trene binen yolcuların sayısı inenlerden fazla olduğu müddetçe fiyatlar artmaya devam edecektir. Ama piyasa doygunluğa ulaşıp yolcuların çoğu trenden inmek istediği zaman ne olacak? İşte o anda trende olmak istemezsiniz.”

“DEVLETLER KONTROL EDEBİLDİKLERİ PARA BİRİMİ İSTERLER”

Aba, “Sanal paraların geleceğini nasıl görüyorsunuz? 10 bin doların üzerine çıkan bir para birimi var şu an karşımızda. Devletler ve geleneksel sermaye grupları endişeli mi? Önlem almayı düşünüyorlar mı?” sorumuza ise şu cümlelerle yanıt veriyor:

“Bitcoin, en azından kâğıt üzerinde, bir finansal inovasyon olarak gösteriliyor. Parayı devlet kontrolünden çıkartıp demokratikleştirme vaadiyle geliyor. Arkasında ciddi bir teknik altyapı var. Fakat ülkeler, gayet anlaşılabilir bir biçimde, kontrol edebildikleri bir para birimi olmasını isterler. İngiltere gibi, Avrupa Birliği’ne girip para birliğine girmeyen ülkeler var. Ya da para birliğine girdiği için pişman olanlar… Eğer Yunanistan drahmisini basarak devalüasyon yapabilseydi iflas bayrağını çekmek zorunda kalmaz, krizden çıkışı da daha kolay olurdu. Bitcoin müritleri sık sık altın benzetmesi yaparak, ”altının da arkasında bir devlet yok, alışverişte de kullanılmıyor, ama kıymetli işte” diyip Bitcoin’e meşru bir dayanak sağlamaya çalışıyorlar. Ama arada önemli farklar var. Bir kere altın yüzyıllar boyu madeni para olarak kullanıldı. Sonra kâğıt paralar altına dayalı olarak basıldı. Şimdiyse altın merkez bankalarının kullandığı bir rezerv kalemi, tasarruf aracı ve mücevher hammaddesi. Diyeceğim, altının arkasındaki kurumsallaşmış bir güven var. Bitcoin böyle değil. Elmayla armudu karıştırmamak lazım.

“YASAKLANMASI LAZIM”

İlerde ne olur? Bir kere devletsiz ve kontrolsüz, anarşik para birimi olmaz. Kapitalizmin mantığına aykırı. Burası kesin. Öte yandan, eğer bu zımbırtı abartıldığı kadar kullanışlı bir şey ise, ki ben öyle olduğunu düşünmüyorum, devletler ve büyük şirketler devreye girip bu sistemi kontrol altına almaya çalışacaklardır. Alamazlarsa kullanılmasına da müsaade etmezler. Şimdilik sisteme karşı büyük bir tehdit oluşturmadığı için göz yumuluyor. Bir yandan da nereye varacağı takip ediliyor. Yaygın kullanıldığı durumda sistemi olduğundan daha kırılgan hale getirecek bir inovasyon. Finansal araçların ve piyasaların regüle edilmedikleri takdirde nasıl krizler yaratabildiklerini artık anlamış olmamız gerekiyor. Ben kesinlikle taraftarı değilim. Hatta bana kalırsa fazla geçmeden yasaklanması lazım.”