Cuma, Nisan 19, 2024

Altılı Masa’nın hâlleri 

Altılı Masa enerjisini fazlasıyla içeriye harcıyor. Kendi sınırlarına dayanmış durumda. Bunu nasıl aşacağı, ülkenin geleceğiyle ve iktidarın gidişiyle doğruda ilgilidir. Altılı Masa kendi dışına ve çevresine bakmak zorundadır.

Son bir aydır Altılı Masa’daki CHP ve İYİ Parti’ye yönelik, iktidar karşısında etkisiz kaldıkları eleştirileri yoğunluk kazandı. Eleştiriler daha çok muhalif siyasi yorumcu köşe yazarlarından, gazetecilerden ve akademisyenlerden geliyor.

Bunların doğal karşılanması gerekir, ama her iki liderin de hoşlanmadıkları, yol haritalarına denk düşmeyen önerilere ve eleştirilere karşı parmak salladıklarını görüyoruz. Bunlar doğal olarak insanlara güç, kudret sahibi olduklarında ne yapabileceklerini ve mevcut iktidara benzeme potansiyellerini düşündürüyor.

Bu bakımdan iyi bir sınav verilebilmiş değil. Liderlerin yakın çevresindeki az sayıda insan, bu türden davranışları alkışlayabilir, bunlardan hoşlanabilir ama muhalefetin geniş kesimler nezdindeki güvensizliğini gidermede zorlaştıran bir etki yaptığı görülmelidir.

Seçimler yaklaştıkça yazılı veya görsel medyada bu türden tartışmaların muhalefet saflarında da yaygınlaşacağını öngörmek için kâhin olmaya gerek yok. Partilerin lider ve yetkililerinin benzer davranışları sürdürmeleri, muhalefet saflarında ciddi kırılmalara yol açma riski taşıyor.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 24 Ekim Pazartesi sabahı Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın sabah programında, “Bir şımarıklık çöktü, siyasilere değil ama genellikle CHP’yi destekleyenlere ve onu tanzim etmeye çalışan insanlara” demesi tam da böyle bir şey.

Akşener burada durmuyor, “O masada biz bulunalım, iktidarı kazandıralım ama tamamını CHP tanzim etsin.’ ‘Solcular ve sağcılardiye bir şey çıktı” şeklinde sözlerini sürdürüyor.

Bütün bunları, rahatsızlık ve sorun oluşturan tutum tonuyla ifade etmesi de ayrıca sıkıntı. Altılı Masa’nın aşırı derece kırılgan olduğunun göstergelerinden biridir.

Akşener’in bu sözleri, Küçükkaya’nın “Millet İttifakı psikolojik üstünlüğü elinde tutuyordu, ancak son zamanlarda bu üstünlüğün Cumhur İttifakı’na geçtiği belirtiliyor, yorumunuz ne olur?” sorusunu yanıtlarken “Doğrudur, algı üzerinden baktığınız zaman algılar, olgular bunları sağlar” diye başladığı cümlesinin devamında söylemesi, her şeyi yeteri kadar berraklaştırıyor.

Aslında Akşener’in bu programda sarf ettiği bazı sözler, Altılı Masa’nın daha farklı sorunlarını ele verir nitelikte.

CHP’ye yakın kimilerince partinin tanzim edilmesinden söz ederken, kendilerinin gözetilmediğini ima ediyor. Başka türlü İYİ Parti’nin CHP’nin tanzim edilmesinden rahatsızlık veya tedirginlik duyması anlamlandırılamaz. Bunlar erken rekabet kokuları. Altılı Masa’nın kuruluşunda yarattığı az da olsa umutları kemiren bir rekabet.

“Solcular ve sağcılar’ diye bir şey çıktı” diyerek ne anlatmak istemiş olabilir pek anlaşılmıyor. Altı farklı parti bir masada toplaştınız diye siyasetin sağı, solu bitmiş değil. Soruya yanıt vermekten kaçmak için edilmiş, gerçeklikle hiçbir bağlantısı olmayan bir laf. Eksiği, yanlışı kendinde aramaktan imtina etme davranışı.

Bu türden yaklaşımlar, Altılı Masa’ya destek veren veya vermeyi aklından geçiren seçmeni en basitinden hafife almaktan, kendine fazla güç ve önem addetmekten kaynaklanıyor olabilir.

Aşırı hayat pahalılığı” şikâyeti karşısında insanlar bizim ne yaşadığımızı bize anlatmayın, çözümünüz nedir” diye soruyorlar. Altılı masadaki partiler insanların bu sorusuna net, inandırıcı, ortak veya tek tek cevaplar veremiyorlar.

Değilse, bu türden yaklaşım sahipleri siyaseti toplumsal fayda ve evrensel değerler ile değil, kişisel hırs, grupsal ve kişisel çıkarlarla yaparlar.

Meral Akşener’in CHP’yi destekleyenlere atfen söylediği şımarıklık tanımlaması, Meral Akşener’in “masa noter değil” çıkışından itibaren kendisi ve çevresi için de çok rahatlıkla kullanılabilir.

Zaten İYİ Parti’nin HDP’ye karşı dışlayıcı tutumu, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığı konusunu bloke eden tutum ve çıkışları olduğu yaygın bir düşünce.

Diğer yandan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda izlediği yöntemin de bir dizi soruna ve benzer değerlendirmelere yol açtığı çok açık.

Bu ve buna benzer sorunlar ve Altılı Masa’nın partilerinin bir yıla yakın bir süredir sergiledikleri performans, Altılı Masa’nın ilanının erken yapıldığına işaret ediyor. Partiler arasında ilişkiler ve ihtiyaç duyulan politikalar yeteri kadar olgunlaştırılmadan ortak açıklamalar yapıldı.

Belirsizliklerin giderilmesinde yaşanan gecikmeler, Altılı Masayı, seçmen ve partiler nezdindeki güvensizliklerin kronikleşmesi sorunuyla yüze yüze getirmek üzere.

Bu durum aynı zamanda Masada yer alan partilerin her birinin siyaset üretme performansını da bir ölçüde düşürdü, düşürüyor.

Mesela yurttaşların “aşırı hayat pahalılığı” şikâyeti karşısında insanlar “bizim ne yaşadığımızı bize anlatmayın, çözümünüz nedir” diye soruyorlar. Altılı masadaki partiler insanların bu sorusuna net, inandırıcı, ortak veya tek tek cevaplar veremiyorlar. İktidar partisinin en zayıf olduğu konularda dahi ciddiye alınır bir muhalefet sergileyemiyorlar. Bu hâller iyi hâller değil.

Bu konuda DEVA Partisi liderinin, eskiden üstlendiği ekonomi bakanlığı görevi nedeniyle bir ölçüde farklı bir konumda olduğunu da belirtmek gerek.

Özetle Altılı Masa enerjisini fazlasıyla içeriye harcıyor. Kendi sınırlarına dayanmış durumda. Bunu nasıl aşacağı, ülkenin geleceğiyle ve iktidarın gidişiyle doğruda ilgilidir. Altılı Masa kendi dışına ve çevresine bakmak zorundadır. Parmak sallama tarzı terk edilmelidir.

 

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI