Perşembe, Nisan 18, 2024

Almanya’da son durum: dördüncü dalga alarmı

Gerçek şu ki, koronavirüsü bitmiş değil ve Alman sağlık sistemini zorlayarak kafaları karıştırmaya devam ediyor. Kasım ayının ilk haftasında vaka sayılarındaki çarpıcı artışla birlikte, korona aşılarının getirdiği rahatlamış havanın yerini endişe aldı.

Herkese merhaba! Seçimlerden sonra burada hayat kaldığı yerden tüm hızıyla devam ediyor. Daha önceki yazılarda iş disiplininin ve çalışma kültürünün Almanlar için ne kadar önemli olduğundan bahsetmiştik. İşte aynı o hesap, herkes işinde gücünde.

Son zamanlarda iş haricindeki en büyük gündem bitmek bilmeyen hastalıklar oldu. Türkiye’den gelen haberlere göre pek çok kişi uzun ve ağır seyreden grip salgınından mustarip. Benzer şekilde Almanya’da da burnu akmayan, boğazı ağrımayan kimse kalmadı. Uzmanların yorumlarına göre bunun iki sebebi var: Birincisi, uzun zamandır sessiz seyreden koronavirüsü harici salgın hastalıkların kamusal alanların kullanımının da artmasıyla daha çabuk yayılması. İkincisi ise, koronavirüsü yasaklarının uygulandığı dönemde değişik virüslerle karşılaşmayan bağışıklık sistemimizin zayıflamış olma olasılığı. Özellikle alt yaş grubunda art arda gelen ve geçmek bilmeyen hastalıklar bu ihtimalleri doğruluyor.

ALMANYA’DA SOSYAL HAYAT NE DURUMDA?

Almanya’da koronavirüsüne yönelik uygulanan olağanüstü tedbirler 2021 sonbahar döneminde yumuşadı. 3G kuralına (geimpft, genesen, getestet) ve maske, el yıkama gibi hijyen önlemlerine uymak, tedbirlerin yerine getirildiği anlamına geliyor. Dolayısıyla, iki defa aşı olmak (geimpft), son altı ay içinde hastalığı geçirmek (genesen) veya son 48 saat içinde test yaptırmak (getestet) şartıyla herkes sosyal hayatın içinde. Sinemalar, restoranlar, kafeler, müzeler, toplu seminerler bu kurallar çerçevesinde eskisi gibi devam ediyor.

Diğer yandan, eylül ayıyla birlikte okullarda yüz yüze eğitime geri dönüldü. Çocukların, burun akıntısı, hapşırık, ciddi olmayan öksürük gibi hafif semptomlarının olması okula gitmelerine engel değil. Okula ve işe geri dönüşlerin getirdiği kış gribi, solunum yolu enfeksiyonları ve mide-bağırsak hastalıkları koronavirüsünü unutturma noktasına geldi neredeyse. Ta ki bu haftaya kadar. Verilere göre, Almanya’daki vaka sayıları 2020’nin Ekim ayında başlayan üçüncü dalgadaki sınırı zorlama noktasına geldi. Dolayısıyla artan koronavirüsü vakaları, geçtiğimiz hafta itibariyle burada konuşulan bir numaralı gündem!

“DÖRDÜNCÜ DALGA KAPIDA”

2019’un kış aylarından beri tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüsüne yönelik önlemlerin ekonomik ve sosyal gerekçelerle yaz aylarından itibaren gevşetilmesiyle tüm dünyada sayılar yeniden yükselişe geçmişti. Zamanlama olarak birbirinden farklılık gösterse de ülkeler uyguladıkları tedbirleri derece derece kaldırdı. Sonuç olarak, Türkiye’de olduğu gibi dünyanın pek çok ülkesinde vaka sayıları arttı ve hastanelerin yoğun bakım üniteleri yeniden dolmaya başladı.

Öte yandan, Almanya’daki artış uzun bir süre diğer ülkelerden yavaş seyretti. Ekimin ortalarına kadarki yükseliş, hastanelerin doluluk oranını daha az etkiliyordu. Ancak kasımın ilk haftasındaki iki haber, koronavirüsün gündeme hızla yeniden oturmasına sebep oldu. Birincisi, Brandenburg eyaletinde bulunan Schorfheide bölgesinde bir yaşlı bakım evinde yaşanan koronavirüsü salgını. İki defa aşılanmalarına rağmen, çoğu 80 yaşın üzerinde on iki yaşlı vatandaş korona virüsü teşhisi konulduktan kısa süre sonra hayatını kaybetti. İkincisi ise yoğun bakım ünitelerindeki hasta artışının beklenenin üzerinde gerçekleşmesi. An itibariyle Almanya’da, 2500 civarında yoğun bakım ünitesi koronavirüsü sebebiyle dolmuş durumda.

Eylül ayındaki istatistiklere bakıldığında -ki Almanya’da istatistikler fazlasıyla ayrıntılı düzenlenir- aşılanmış kişilerin yüzde 92-94’ü virüsü hafif atlatıyordu. Yani, iki defa aşılanmış kişilerde hastalık seyrinin ağırlaşmıyordu. Dolayısıyla ülke geneline bir rahatlık çöktüğünü söylesek abartılı olmaz sanırım.  Bununla birlikte ekim ayındaki veriler sonucu değiştirmeye başladı. RKI’ya göre son bir haftada yoğun bakımda yatan koronavirüsü hastalarının sayıca exponential artarken aşılı hasta oranı yüzde 90’a düştü. Sayı da giderek artıyor. Bu da aşının etkisinin zamanla azaldığını gösteriyor.

ALMANYA’DA TESTLER ARTIK ÜCRETLİ

Pandeminin ilk aylarından itibaren Almanya’da PCR testi yaptırmak isteyen vatandaşlar kimliklerini göstererek ücretsiz test yaptırabiliyordu. Ancak artık değil. Uyguladığı aşı politikasını teşvik etmek amacıyla hükümet, 11 Ekim 2021’den itibaren ücretsiz test uygulamasına son verdi. Testlerin ücreti bölgeden bölgeye değişse de ortalama 15-30 euro arasında test yaptırmak mümkün.

Ücretsiz testin kaldırılmasından en çok etkilenen de halkın %30’una yakınını oluşturan aşılanmamış vatandaşlar oldu. Negatif test göstermedikleri sürece sosyal kısıtlamalarının devam etmesi ve test için para ödemek zorunda kalmaları, herhangi bir gerekçeyle aşılanmayı reddetmiş vatandaşlar üzerinde otomatik olarak baskı meydana getirdi ve getirmeye devam ediyor.

ALMANYA’NIN 2021 KIŞINA HAZIRLIĞI VAR MI?

Ne yazık ki bu konuda çok iç açıcı gözlemlerim yok. Seçimlerden sonra hükümet henüz kurulmadığı için görevine devam eden Sağlık Bakanı Jens Spahn, salgın hastalık sebebiyle ilan edilen olağanüstü hali 25 Kasım 2021’den itibaren kaldırmak istediklerini söylemişti. Ancak buna alternatif bir politikayı gündeme getirmemesi yoğun eleştiri aldı ve almaya da devam ediyor.

Spahn, tüm ülkede etkisini hissettiren dördüncü dalgaya yönelik bulunduğu açıklamalarda “koronavirüs salgının tüm hızıyla devam ettiğini” belirterek dördüncü dalganın yaşandığını resmi olarak teyit etmiş oldu. Koronavirüs kapsamındaki önlemlerin yeniden sertleştirilmesi gerektiğini söyleyen Spahn’ın önerisi ise “destekleyici üçüncü doz aşısı” (Booster-Impfung). Özellikle 60 yaş üstü vatandaşların aşılanmalarında üçüncü dozların beklendiği hızda ilerlemediğini söyleyen Spahn, “aşı olmayanların pandemisini yaşamamak için” aşı çağrısında bulundu.

Gerçek şu ki, koronavirüsü bitmiş değil ve Alman sağlık sistemini zorlayarak kafaları karıştırmaya devam ediyor. Kasım ayının ilk haftasında vaka sayılarındaki çarpıcı artışla birlikte, korona aşılarının getirdiği rahatlamış havanın yerini endişe aldı. En önemli sorun, hızla dolan yoğun bakım ünitelerinin, durumu ağır seyreden hastalara zamanında ve yeterince hizmet verememesi. Buna tıbbi personel açığı da eklenince, artan sayılara dair kaygılar büyüyor. Şu anki bilgilere göre, önümüzdeki kış için hükümetin aşı kampanyasından başka bir B planı yok maalesef. Ancak şu kesin: Olağanüstü halin sona ereceği kasım ayı, önümüzdeki kışın Almanya’da nasıl geçeceği konusunda önemli rol oynayacak.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI