Kamu binaları 19 dereceden fazla ısıtılamayacak, tarihi yapılar aydınlatılmayacak, mağaza vitrinleri ve billboardlar gece aydınlatılmayacak. Avrupa medeniyetinin en planlı devleti kışı geçirmekte ciddi zorlanacağa benziyor.
İklim, çevre ve enerji konuları tali ya da lüks konular gibi gözükse de Almanya’da başlayan enerji krizi sürdürülebilir ve yerel enerji kaynaklarının önemini bizim gözlerimiz önüne serdi.
Almanya’nın bu kış aylarında ısınma ve aydınlatma krizi yaşanması Rusya ile gerilen ilişkiler sonrası bekleniyordu ve bu nedenle de 1 Eylül 2022 tarihinde tedbirler uygulamaya alındı. Bu tedbirler uyarınca kamu binaları 19 dereceden fazla ısıtılamayacak, mağaza kapıları sürekli açık bırakılamayacak, tarihi yapılar aydınlatılmayacak, mağaza vitrinleri ve billboardlar gece aydınlatılmayacak gibi pek çok farklı önlem yer alıyor. Avrupa medeniyetinin ortasında en planlı, en sistematik yönetim ekolüne sahip bir devlet bu kışı geçirmekte ciddi zorlanacağa benziyor. İklim ve enerji krizi bu nedenle hepimiz açısından çok önemli. Bireylerin tasarrufu ile aşılabilecek boyut ise çoktan geçildi. Bu nedenle devletin kısa orta ve uzun vadeli planlarını iklim ve enerji konularını merkeze alarak yeniden yapılandırmaları ve bunu yapmakta hızlı hareket etmeleri gerekiyor.
Almanya bu potansiyel krize karşı önlem almaya başlayan tek ülke değil. Birçok Avrupa Birliği ülkesi de benzer önlemlere başvurmaya başladığı ve bu kış enerji tüketimini yüzde 15 azaltmayı hedeflediğini açıkladı. Almanya dışında diğer bir örnek de İspanya’dan geldi. İspanya’da da kamu binaları ve büyük ticari binalarda klima kullanımına kısıtlama getirildiği açıklandı. İsviçre de aynı şekilde bir tasarruf planı uygulayacağını açıkladı. Ayrıca bireylere de çeşitli uyarı ve önerilerde de bulunuluyor. İsviçre hükümeti vatandaşlarına evde mum stoklamalarını, Rusya’dan gelecek doğal gazın garantisinin olmayabileceğini de daha önceden belirtmişti. Rusya’ya uygulanan yaptırımlar sonrasında enerji bağımlığının nasıl bir risk olduğunu hep birlikte görmüş olduk. Bundan sonra daha büyük krizler için bize ders olması gerektiği tartışmasız.
Enerji krizi öyle çok boyutlu bir kriz ki aslında tüm hayatı etkileyeceğini hep birlikte görüyoruz. Rüzgar ve güneş gibi sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen enerjilerin temizliği konusunda da iklim bilimciler ve çevre uzmanları arasında tartışmalar devam ediyor. Fakat mevcut insan nüfusuna enerji sağlamak için en azından sürdürülebilir enerjilere yatırım yapılması şart zira örneğin şu an zaten bir anda tüm Türkiye’nin bu enerji kaynakları ile tedarik edilmesi mümkün değil. Bu yatırımlar da çok uzun yıllar alıyor ancak şu an başlamadığımız takdirde bizim için de elektrik ve doğalgaza ulaşmak yalnızca pahalı olmayacak ulaşılamaz olacak.
