Cuma, Mart 29, 2024

Ali Haydar Fırat yazdı | Seçim ittifakları nasıl bir sonuç ortaya çıkaracak?

Yerel seçimlere çok az bir zaman kala ne partiler arası ittifaklar ne de açıklanan adaylar ciddi bir heyecan yarattı. Çünkü mesele skora indirgenince o maçtan keyif alınamıyor. Her takımın kendi durumunu korumak için top çevirdiği bir maçtan keyif alınması ve tribünleri ayağa kaldırması beklenemez. Böyle bir durumdayız.

Öncelikle AK Parti ve MHP ittifakından başlayalım. Bu ittifakın Türkiye kentlerine verebileceği herhangi bir yeni yaklaşım, gelişim ve değişim söz konusu değildir. Zaten bu ittifak kent siyaseti üzerinden değil; ülke siyaseti üzerinden kurgulanmaktadır. AK Parti oylarını, kazandığı belediyeleri CHP’ye kaybettirmemek; MHP ise İYİ Parti’yi siyasi denklemden çıkarmak adına bu işe girişmektedir. AK Parti ve MHP için asıl önemli olan ise Kürt oylarının belirleyici olduğu İstanbul’u kaybetmemektir. Bu noktada CHP’nin stratejik bir hatasını göstermek gerekmektedir. “Biz partilerle değil seçmenlerle ittifak yapacağız” dedikten sonra, ki bu altı doldurulduğunda son derece önemli bir siyasal alan açma girişimidir, İYİ Parti ile temaslara başlamak ve üstelik AK Parti ve MHP arasında bitmiş bir işbirliği söz konusuyken böylesi bir hamle yapmak, karşı tarafı yeniden bir araya getirmekten öte bir anlamı olmayacaktı. Sonuçta öyle de oldu. Çünkü MHP giderek yükselen bir ivme kazanmakta ve AK Parti’den oy almaktadır. İYİ Parti ise giderek erimekte ve CHP’den giden oylar geri dönmektedir. Böylesi bir tabloda MHP’nin AK Parti’yi zorlayacağı çok açıkken İYİ Parti’yi denkleme sokmak MHP ve AK Parti’yi yeniden birleştirme sonucunu ortaya çıkaracaktı; öyle de oldu.

Bu sürecin oyun kurucusu ve kazananı bugün itibariyle MHP’dir. Ancak sürecin nasıl sonuçlanacağı hakkında bir takım değerlendirmeler yapılabilse de süreç içinde çok farklı krizlerin, çelişki ve çatışmaların yaşanacağı ortadadır. Mesele hangi siyasal zemin üzerinden ilerleneceğidir.

Burada CHP açısından iki tarihi durum söz konusudur:

1- Her ne olursa olsun yerel seçimleri kent odaklı olmaktan çıkarmaktan imtina etmek ve iktidarın minderine çıkmamaktadır. Yani AK Parti’nin yıpranan, kentleri kent olmaktan çıkaran ve çok büyük kitlesel eşitsizlikler yaratan yönetim anlayışını kitleler nezdinde somutlamak ve bunun alternatiflerini tartıştırmak,

2- Meseleyi sadece adaya indirgemeyen, adayı aşan bir kent siyasetini; kapsamlı, muhalif ve aynı zamanda yeni bir heyecan yaratacak yeni bir kent vizyonunu; yani mevcut kent düzenine meydan okuyacak bir yaklaşımı hayata geçirebilmek.

Kent gündemli bir siyaset, kent gündemli bir tartışma sürecinin egemen kılınması muhalefet açısından en büyük avantajı oluşturacaktır. AK Parti’nin kente ilişkin sözü kalmamıştır. Bu alanda yarattığı tahribatı kendileri bile “ihanet ettik” gibi ağır bir özeleştiriyle kabullenmişken bunun üzerine oyunu kurmamak akıl almaz bir durum oluşturur. Kendi belediye başkanlarını görevden alma süreçlerini yeniden gündeme taşımak ve “milli irade”yi akla getirip çelişkiyi kitlelere anlatmak diğer bir süreç olabilir. Bütün bunları es geçip iktidarın tartışma parantezi içinde kalmak seçimi kaybetmek anlamına gelecektir.
O halde bütün muhalefet açısından mecburi olan kent gündemini yaratmaktır. Kenti gündemleştirmek; aynı zamanda 25 yıllık bilançoyu açığa çıkarmaktır ki bu iktidarın hiç işine gelen bir durum değildir. Çünkü bugün Türkiye’deki kentler; özellikle de iktidar partisi tarafından yönetilen kentler çok büyük sorunların krize dönüştüğü ve kent olma vasfını yitirdiği bir süreçten geçmektedir. Kentsel yoksulluğun, çaresizliğin, mutsuzluğun, umutsuzluğun egemen hale getirildiği ve gökyüzünün bile dikey yapılanmalarla kapatıldığı bir dönemde kentte hava koridorları açacak bir siyasetin mümkün olduğunu halkla anlatan muhalefet, seçimleri de kazanacaktır.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER