Perşembe, Nisan 25, 2024

Ali Haydar Fırat yazdı | Corbyn’in manifestosu, solun siyaseti ve geleceğin inşası

Ülkelerin içindeki eşitsizlikler sadece o ülkelerin yönetimlerinden kaynaklanmamaktadır. Mevcut post-kapitalist, post-liberal politikalar bugün her türlü eşitsizliğin, adaletsizliğin kaynağını teşkil etmektedir. Bu sebeple “tek ülkede sosyalizm” fikrine ne kadar uzaksak tek ülkede huzurun, barışın, eşitliğin, özgürlüğün ve demokrasinin olması da o ölçüde uzak bir imkan olarak karşımızda durmaktadır.

PoliltikYol’da çevirisini paylaştığımız İngiliz İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn 8 Aralık Cuma günü Cenevre’de “Yirmi Birinci Yüzyıl Sosyalizmine” ve yeni bir enternasyonalizme çağrı yapıyordu ve şu sorunların varlığına işaret ediyordu:

“Birincisi, çoğu kişinin neoliberalizm olarak adlandırdığı ve bütün dünyada eşitsizlik, marjinalleşme, güvensizlik ve öfkeyi çoğaltan, hesabı sorulmayan servet ve gücün ufak bir kurumsal seçkinler grubunun elinde yoğunlaşmasıdır.

İkincisi istikrarsızlık yaratan, tüm dünyada çatışmaları destekleyen ve bizlerin geleceğini tehdit eden iklim değişikliğidir.

Üçüncüsü, çatışmadan, zulümden, insan hakları ihlallerinden, toplumsal yıkımdan ve iklim felaketlerinden eşi görülmedik sayıda insanın kaçışıdır.”

Bu sorunların çözümü tek tek ülkelerde uygulanacak politikalardan ziyade dünyaya yeni bir bakış, yeni bir siyaset ve elbette bunları birleştirecek enternasyonal bir bütünleşme ile mümkündür.

Bu üç sorun bugün Türkiye’de ve dünyanın hemen her yerinde birincildir ve aynı zamanda küreseldir. Dolayısıyla tek tek aşmak mümkün değildir. Dünyada yeni bir siyaseti eş zamanlı olarak hakim kılmanın mücadelesi ile ülkede bu siyaseti yaşama geçirme mücadelesi birlikte yürütülmelidir.

Bugün ülkemizde de; dünyada da yeni bir siyaset kendisini dayatmaktadır. Bundan dolayıdır ki popülist akımlar, hareketler, partiler ve liderler adeta sökün etmektedir. Bu elbette bir “ara fasıl”dır. Nihayetinde kadim çelişki yerinde durmaktadır ve bu çelişkinin ürettiği bilinç, yanlış bilinç durumları farklı iktidar biçimlerini karşımıza çıkarmaktadır. Bir taraftan solun dipten gelen dalgası ve yeni siyaset üretme çabası ile meydanları dolduran milyonlar; diğer yandan sağ popülizmin yükselişi, derinleşen çelişkinin sonucudur. Solda da; sağda da tezahür eden iktidarlar aslında küresel düzensizliğin, eşitsizliğin sonucudur. Bütün bu siyasal ayrışma ve çatışmalardan hangi siyasetin galip geleceği yerel ve küresel siyaseti birleştiren paradigmaya ait bir durum olacaktır. İşte o yüzden dünyayı sarsacak enternasyonal birliktelik tarihi önemdedir. Bugünün koşullarında Sosyalist Enternasyonalin bunu karşıladığını söylemek ne yazık ki mümkün değildir. Bunun içindir ki Corbyn’in çağrısı ve İngiliz İşçi Partisi yeni dönem siyaseti, solun geleceğine yön verecek güçte bir imkanı beraberinde üretmektedir. Kurumsal olarak parti siyaseti çökmüştür. Siyasetin yeniden kamulaştırılması, toplumsallaştırılması zorunludur. Hayatın kendisi de bunu dayatmaktadır. Fransa’da Macron’un partisiz bir biçimde ülkenin Cumhurbaşkanı seçilmesi; krizde olduğu varsayılan, aslında tükenen temsili demokrasinin ve onun kurumsal izdüşümü olan parti siyasetinin de geleceğini ortaya koymaktadır. Bunun için siyasetin teknik, uzmanlık alanı olmaktan çıkarılması, sıradan insanın uğraşı haline getirilmesi gerekmektedir.

Dünyada sömürünün yarattığı derin eşitsizlik ve sermayenin giderek belli ellerde toplanması gibi siyasetin de belli elitler tarafından belirlenmesi, yönlendirilmesi ve yapılması, bu eşitsizliğin hem parçası hem yeniden üreticisidir. Dolayısıyla mesele tek tek ülkelerdeki otoriterizm, baskı, eşitsizlikten öte bir hal almıştır. Marx’ın Komünist Manifesto’da söylediği ve mezar taşına işlenen “Bütün ülkelerin işçileri, birleşin” sözü; bugün için siyaset dışı bırakılan bütün kesimlerin siyasal alana çağrılması, özneleşmesi ile aynı doğrultuda önem taşımaktadır. Bunun için sosyal demokrasinin neo-liberal parantezden çıkarılması, devrimci yeniden tanıma kavuşturulması, doğal bileşenleriyle buluşması gerekmektedir. Corbyn’in izinden gidersek söyleyecek sözümüz aynıdır: “Azınlık için değil çoğunluk için” bir siyaseti meydana getirmek gerekmektedir.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER