Cumhuriyet Halk Partisi'nin Adalet Yürüyüşü'nden Adalet Kurultayına sürdürdüğü yeniden toplumsallaşma, siyasallaşma ve temel/güncel sorunlardan hareketle kitlelerle buluşma çabası önemli ve yeni hamlelerle devam ediyor. Ancak bütün bu sürecin evrileceği noktada CHP'nin ne kadar hazırlıklı ve öngörülü olduğunu zaman gösterecek. Buradaki temel mesele yeni kitlelerle buluşma ve onların taleplerini siyasal bir program ekseninde kurumsallaştırmasıdır. Somut bir örnekten yola çıkalım. CHP, programını yeniden yazmalıdır. Örneğin adalet ve hukuk sistemi ile ilgili bölümü Adalet Yürüyüşü ve Adalet Kurultayı'ndan çıkan taleplerle güncellemelidir. Sonrasında yine herkesin katılacağı aynı kapsamda bir Eğitim Kurultayı toplanmalıdır. Çünkü eğitim sistemi tarihinin en kötü dönemini yaşıyor. Programın eğitim bölümü de yine bileşenlerin talepleri, önerileri ve istekleriyle şekillenmelidir. Bunun gibi Barış Kurultayı, Demokrasi Kurultayı, Tarım Kurultayı vb kısacası ülkenin bütün sorun alanlarının tespiti ve buna ilişkin geniş katılımlı kurultaylarla çözümler derlenmelidir. Son olarak büyük bir Program Kurultayı toplanarak parti programı teknik bir mesele olmaktan çıkarılıp toplumsallaştırılmalı ve siyasallaştırılmalıdır. CHP bir anlamıyla kendi kurucu pratiğine dayanarak ve onu güncelleyerek hakla birlikte kongre ve kurultaylarla ülkenin her alanda yeniden nasıl inşa edileceğini kararlaştırılmalı ve buradan çıkan enerjiyi, birikimi iktidara taşımalıdır. İkinci öneri CHP kendi ilçe ve il kongrelerini salt seçimlere ve kişilere endeksli olmaktan kurtarmalı bunu bir fırsata dönüştürerek yeni insanların katılımı ve belli siyasal tartışmalarla süreci kendi içinde örgütlemelidir. Yani meseleyi seçimden çıkarıp siyasal bir tartışmaya dönüştürerek kongreler sürecini bitirmelidir. Siyasal Olanın Çağrısı
Türkiye toplumu uzun bir süredir siyasallaşma pratiği içinde kendisine bir yol ve yön aramaktadır. AKP kendisine akan enerjiyi doğru kullanamadı ve artık sadece devlet zoruyla ayakta kalan bir yapıya dönüştü. Oysa hem toplumun talepleri arttı hem de bunu iktidara taşıyacak mekanizma/örgüt/parti arayışı. Sanıldığı gibi insanlar siyasal alandan çekilmiyor. Bunun böyle olmadığı son olarak Adalet Yürüyüşü'nde ortaya çıktı. Daha önceki yazılarda söylediğimiz gibi "CHP hem ülkeyi yenileme programı oluşturmalı hem de kendisini yeniden yapılandırmalıdır" tespitimiz her gün daha can yakıcı bir hal almaktadır. CHP bunu başaramazsa yükselen siyasal tavır akacak başka bir mecra bulacaktır. Bu Meral Akşener olabilir ya da başka bir aktör, yapı/parti. Ancak mesele şu ki 1950'den beri ülkeyi yöneten sağ iktidarların ülkeyi getirdiği nokta ortadayken hala solun bir alternatif olmaması kabul edilemez. CHP bir fark yaratacaksa bu ancak ciddi bir sol çıkış, program ve kadro ile olabilir. O yüzden bu kurultaylar ve kongreler süreci sol bir söylem ve kadro için çok değerli bir zemin sunmaktadır. Meseleyi sadece bir sonraki seçime indirgemek, ona göre pozisyon almak ve ittifaklar inşa etmek çözüm üretmemekte, başarı getirmemektedir. Bu olağanüstü dönem ve rejimden çıkış siyasal bir manifesto ve kadro ile mümkündür. Bu enerji mevcuttur. Mesele bunu bir araya getirecek bir yapının ve kadronun varlığıyla doğru orantılıdır.