Cuma, Mart 29, 2024

Ali Haydar Fırat yazdı | Beka sorunu mu, yönetim sorunu mu?

En temelde beka sorununu yaratan da o sorunu çözecek olan da yönetimdir. Yani bir ülkede bir beka meselesinden söz edilecekse aslında temelde bir yönetememezlikten, idare edememezlikten, sorunlara çözüm üretememekten söz edilmektedir. AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı sürekli bir biçimde beka meselesinden söz etmekte, daha öncede yazdığımız gibi bu geniş kitleleri korkutup onların kendilerini tercih etmelerini sağlamaya dönük bir strateji yaratmaktadırlar. Her stratejide olduğu gibi bunda da zayıf ve güçlü yönler vardır. Ancak bu sefer geniş kitlelerin bu stratejiyi satın almadıkları görülmektedir. Şimdi bu stratejinin ya da tartışmanın başka bir boyutuna bakmak gerekmektedir.

Muhalefetin ıskaladığı ama kendisi açısından aslında derinleştirilebilir bir durum söz konusudur. 25 yıl yerelde, 17 yıl genelde iktidar olan bir parti her gün “Bu ülkede beka sorunu var” demektedir. Can alıcı soru şudur, ne yaptınız da bu ülkenin bir beka sorunu oluştu? Beka sorununun aynı zamanda bir yönetim sorunu olduğunu biliyor musunuz? Yani muhalefet, beka meselesini onun ayrılmaz ve temelini oluşturan yönetim parantezine almak durumundadır. Zira “17 yıl bir ülke yönettim, bu ülkede beka sorunu oluşmuştur” demek, ben bu ülkeyi yönetemedim, yönetemiyorum ve yönetemeyeceğim demektir. Kaldı ki geniş toplum kesimlerinin hükümete, kurumlara olan güveni ile ülkenin temel sorunları konusundaki tercihleri iktidarla hiçbir paralellik taşımamaktadır. Örneğin “Bu ülkenin en temel sorunu nedir?” sorusuna insanlar beka değil, ekonomi demektedir. Yapılan araştırmalar ekonominin en öncelikli sorun alanı olduğunu göstermektedir. Yani işsizlik, yoksulluk, pahalılık, iflaslar vb. süreçler halkın ana gündemi. Demek ki iktidarın ve halkın gündemi farklılaşmıştır ve halk, iktidarın kendisine dayattığı gündemi kabul etmemektedir.

Muhalefet açısından sorgulanması ve geniş kitlelere taşınması gereken bir diğer soru ise şu olmalıdır; 25 yıldır kentleri iyi yöneten bir iktidar bunun propagandasını yapar. Peki buna ilişkin bir durum var mı? Hayır. Hatta kendi yönettikleri kentlerden en çok şikayetçi olanlar yine kendileri. AK Parti iktidarının kentlere ihanet sözü akıldadır. Peki bu ağır özeleştiriden sonra muhalefet şunu sorun etmiş midir; “Madem bu kentlere ihanet ettiniz o zaman bırakın da başka bir anlayış, kentlere ihanet etmeyecek bir yönetim bu kentleri yönetsin” Peki bu sözünü sloganlaştırmış mıdır? Hayır.

Çok daha önemli ve asla unutulmayacak bir demokrasi ayıbına muhalefetin dikkat çekmemesi ise izaha muhtaçtır. İktidar partisi halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarını sorgusuz sualsiz görevden aldı. Bunların suçu neydi? Neden açıklanmadı? En az bunun kadar önemli bir tartışma ya da sorgulama da şu olmalıdır; iktidar partisinin yarın seçilecek herhangi bir belediye başkanını görevden almamasının garantisi var mıdır? Pekala üç-beş ay sonra ya da bir yıl sonra iktidar partisi bir belediye başkanını görevden alıp yerine istediğini seçtirebilir. Peki bu adil midir, yasal mıdır, meşru mudur, demokratik midir? Hiçbiri olmadığına göre bütün bunların bileşkesini ne oluşturmaktadır: Yönetim. Bu ülkede çok ciddi bir yönetim sorunu vardır. İktidar ve ortağı aslında beka meselesi derken ülkeyi yönetemediklerini aleni olarak kabul etmiş olmaktadırlar. Dolayısıyla muhalefetin ve geniş kitlelerin tartışacağı konu Türkiye’nin yönetim sorunudur. Çünkü ülkenin beka meselesine  yol açan da, o sorunu ortadan kaldıracak olan da irade o ülkeyi yönetenlerdir. Bu ülkenin beka meselesi vardır diyorsa bir iktidar; bu o ülkeyi yönetemediğinin en açık göstergesidir. Asıl tartışılması gereken konu da budur…

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER