Sadece Türkiye siyasi tarihi açısından değil dünya siyasi açısından örneği olamayan daha doğrusu demokratik sistemlerde örneği görülmeyen bir kongre sürecine tanıklık ettik.
AKP kongresi atanan birinin seçilmesinden öte hiçbir demokratik değer taşımayan bir nitelik taşımaktadır. Saray darbesi ile yerinden edilen ve yine sarayın tanzim ettiği bir sürecin politik iz düşümü elbette olacaktır. AKP’nin kurucu kadrosu bu kongreyle tümüyle oyun alanının dışına itildi. Buradaki hedef ise Berat Albayrak için bir yeni bir parti yapısıdır. Buradan hareketle Binali Yıldırım Berat Albayrak’a bir duble yoldur, üçüncü köprü ve 3 havalimanıdır. Yani Binali Yıldırım ulaştırma görevine devam edecek.
Öte yandan karşı cephe artık çok daha güçlüdür. Abdullah Gül’den Bülent Arınç’a, Ahmet Davutoğlu’ndan Hüseyin Çelik’e, Ali Babacan’dan Yalçın Akdoğan’a eski bakanlar, başbakan yardımcılar, milletvekilleri, başka partilerden transfer edilen genel başkanlar; yeni cephenin mihenk taşları olacaktır.
Kemal Karpat’ın Hürriyet’te söylediği Türkiye orta sınıfları yeni partisini arıyor sözü bu çerçevede büyük bir değer kazanıyor. Çünkü AKP artık geleneksel sağ ve muhafazakar kesimleri temsil etmiyor. AKP giderek radikal islamı ve onun temel argümanlarını savunuyor. Yeni seçilen MKYK’nın genç İslamcı ağırlığı bunun bir göstergesi olarak görülmelidir. Dolayısıyla egemen burjuvazi, orta sınıflar AKP’nin dünya sisteminden kopuşunu açık bir biçimde görmekte ve bundan büyük kaygı duymaktalar. Erdoğan’ın başında olduğu bir parti artık batı ile yani sistemle iyi ilişki kuramaz. Çünkü sistem AKP’den demokrasi, özgürlükler ve temel haklar konusunda batı standartlarında olmasa da eski standartlarda bir model istemektedir. Erdoğan bunu yaptığı taktirde muhalefete geniş alan açılacak ve yaptığı her şey sorgulanacaktır. Dolayısıyla Erdoğan için tek yol baskıdır, şiddettir, otoriterizmdir. Başkanlığa geçmemesi, anayasada istediği değişiklikleri yapmaması Erdoğan’ın için çok büyük ve aşılmaz sorunlar ortaya çıkaracaktır. Bundan dolayıdır ki partisinden başlayarak her kurumu yeniden tanzim etme çabasındadır. Kendi adıyla anılacak lümpen/hibrit bir sistem kuramadığı takdirde çok büyük sorunlarla karşılaşacağını biliyor. O nedenle Ahmet Davutoğlu’nu bir tür darbeyle yerinden etti, çok güvendiği düşük profilli Binali Yıldırım’ı kendisini hedefine ulaştırması için atadı ve partiyi Berat Albayrak için yeniden yapılandırdı. Ancak bu kongre AKP’nin Erdoğan hakimiyetindeki son kongresi olacaktır. Ya AKP yarılacak ya da başka bir parti çok kısa sürede ortaya çıkacaktır.
