Perşembe, Nisan 25, 2024

AKP’den yeni YÖK yasası hazırlığı

AKP’nin sanayiyi geliştirmek adı altında meclisten geçirmeye hazırlandığı taslak metin netleşti. Metin, üniversitelerin sermayelere kâr kapısı olmasından, YÖK’ün fakültelerin özerkliklerini ellerinden almasına kadar birçok vahim değişikliği içeriyor

“Sanayinin geliştirilmesi ve üretimin desteklenmesi amacıyla bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı” adı altında AKP’nin Meclis’ten geçirmeye çalıştığı taslak metin, netleşti.

Metinde, bir darbe kurumu  olan YÖK’ün daha da kuvvetlenmesinden, özel şirketlerin üniversiteler üzerinden denetimsiz biçimde para kazanmasına; üniversitelerin ihtisas alanlarını belirleme hususunun ellerinden alınıp, genç akademisyenlerin meslek için daha uzun bekletilmesine kadar birçok vahim madde var.

Eğitim-İş Merkez Yürütme Kurulu, taslaktaki vahim maddeleri ve nelere yol açabileceğini şöyle sıraladı:

Tasarıdaki 15. Maddeye göre YÖK, üniversitelerdeki tüm ihtisas alanlarıyla ilgili yegane karar mekanizması haline getirilecek. Bugüne kadar yükseköğretim kurumlarının özerkliğinde bulunan bu yetki, tamamen ele geçirilecek.

Sendikaya göre bu madde, üniversitelerin son özgürlük ve özerklik alanlarının da kırpılması anlamına geliyor. Bu maddeyle fizik, kimya, biyoloji gibi temel bilimler ve sanat dallarına ilişkin alanlar (resim, heykel, vb..) tamamen ortadan kaldırılabilecek.

Eğitim-İş, YÖK’ün ihtisas konusunda neye nasıl karar vereceğine ilişkin bir çerçeve belirtilmediğine de dikkat çekerek uyarıyor: YÖK, buradan yola çıkarak keyfiyet sergileyebilir ve tematik üniversite oluşumu ile ilgili adımlar atılabilir.

İHALE KANUNU’NDAN KURTULMA ADRESİ: AKADEMİ

Tasarıda, 2547 Sayılı Kanun’a ek madde olarak sunulan unsurlardan birisi de akademi üzerinden şirketleri sevindirecek cinsten.  Üniversitelerin sermaye şirketi statüsünde ‘teknoloji transfer ofisi’ kurabilmesini öngören madde, kurulacak şirketlerde sözleşmeli çalışmayı yaygınlaştırırken, yabancı uyruklu personelin istihdamına da yasallık getiriyor.

Eğitim-İş, bu maddenin üniversitelerin tamamen sermayeye açılması olduğunun altını çiziyor.

Sendikanın ilgili maddede diğer dikkat çektiği bir husus ise, kazanılacak paranın üniversitenin döner sermayesine değil, şirketlerin kasasına gideceği. Yani devletin imkanı ile oluşturulacak girişim, devletin üniversitesine değil, sadece özel şirketlere ve bu alanda çalışan öğretim elemanlarına fayda sağlayacak. Sendika, “Ofisler ile bunların yürüttükleri faaliyetlerde Devlet İhale Kanunu uygulanmayacak. Yani yapılacak işler kanuna tabii olmayacak, yandaşlık yasallaşacak” uyarısında bulunuyor.

 ‘KENDİN PİŞİR KENDİN YE’ KURULU

İlgili kanuna getirilmek istenen Ek Madde 35 ile Yükseköğretim Kalite Güvencesi Sistemi ve Yükseköğretim Kalite Kurulu oluşturulması ve 13 üyeli olması öngörülüyor.

AKP eksenindeki YÖK’ün atamalarıyla şekillenecek olan kurulun tarafsız olmayacağı konusunda uyaran Eğitim İş, en az 8 üyenin üniversitelerce belirlenecek ortak bir yöntemle atanması; en fazla üyeye sahip 4 sendikadan da birer akademik personelin kurula girmesi gerektiğini vurguluyor.

Eğitim İş, oluşturulmak istenen kurulun uygulama alanına dair muğlaklıklar olduğuna da dikkat çekiyor:

“Yükseköğretim kurumlarının uygulamalı bilim, mühendislik, teknoloji ve bilişim alanlarındaki programlarını akredite eden ABET, MÜDEK vb. gibi kuruluşlar ile hali hazırda birçok yükseköğretim kurumu işbirliği yapmaktadırlar. Bu yükseköğrenim kurumlarının durumları ne olacaktır?”

 ‘PERFORMANS’TA MANİDAR MUĞLAKLIK

İlgili kanuna eklenmek istenen Ek Madde 38 ile, Doktorada ve sanat alanlarında yeterlilik eğitimlerini tamamlayanların en fazla yüzde 20’sinin yardımcı doçent kadrolarına atanması, bu kapsamda atanamayanların yurtiçi veya yurtdışında farklı kurumlarda bir yıl çalışması öngörülüyor.

Sendika, bu uygulama ile ilgili taslakta yeterince detay belirtilmediğine işaret ediyor.

Performansa dayalı sistem de taslağın muğlak alanlarından. Bu konuda metinde yeterince detay olmadığı, sadece subjektif kriterlerin dayatıldığının altını çizen sendika yönetimi, “Yüzde 20’lik kontenjan, fakülte ve bölüm bazında oransal olarak dağıtılmaldır. Metindeki haliyle iş güvencesi tamamen ortadan kaldırılmak isteniyor” diyor.

 TASLAK METİN GERİ ÇEKİLMELİ

Tasarıda ilgili üniversitelerin teklifi ve YÖK’ün onayıyla öğretim üyelerinin 75 yaşına kadar birer yıllık süreyle çalışma sürelerinin uzatılmasının öngörüldüğünü belirten Eğitim İş“Doçentliğini alıp hâlâ Araştırma Görevlisi kadrosu bekleyen birçok öğretim elemanı bulunuyor. Bu madde ile genç öğretim elemanlarının önü kapatılacak ve kendini akademiye adayan genç insanların bekleme süresi daha da uzayacak” tespitinde bulunuyor.

Eğitim İş Merkez Yönetim Kurulu, uyarıyor: “Üniversitelerin özerkliğini, bilimselliğini elinden alacak, yandaş şirketlere sağılacak inek gibi sunacak ve akademisyenleri daha da zor koşullara mahkum edecek olan bu taslak metinin derhal geri çekilmesi gerekir. Bu konuda mücadelemizi sürdürecek ve kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz!”  

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER