Yüksel Taşkın AKP son 19 yılda yoksulluğu aşmaya değil onu idare etmeye ve seçim kazanmak adına istismar etmeye dayalı bir strateji izledi. Bu strateji, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle derinleşen demokrasi krizi, devlet krizi (yönetememe krizi) ve bunların tetiklediği iktisadi kriz, ardından Covid-19 pandemi kriziyle bütünüyle iflas etmiş durumdadır. Artık yeni bir stratejiyi planlamanın, tartışmanın ve önermenin tam zamanıdır. Bu yazı böyle bir tartışmayı teşvik etmek için kaleme alınmıştır. Öncelikle AKP’nin “idare etme” stratejisini kısaca değerlendirelim: AKP, seçmen sadakatinin en kolay devşirileceği grup olarak yoksulluk sınırının altındaki milyonlarca haneye odaklanıyor. Bunun dışında kalan ve ideolojik nedenlerle oy veren kesim tek başına AKP iktidarlarının sürmesini mümkün kılamazdı. TUİK verilerine baktığımızda bile yoksulluğun aşılamadığını veya aşılmak istenmediğini, büyük ölçüde sabit kaldığını görebiliriz: TUİK yoksul sayısını medyan gelirin yüzde 60’ından az geliri olanlar olarak hesaplamaktadır. Buna göre 2019 yılı için yoksul oranı yüzde 21,3, yoksul sayısı da 17 milyon 207 binin üzerindedir. Bu sayıyı hane-halkı ortalama büyüklüğüne böldüğümüzde (3,35), 2019 yılı için 5.287.168 yoksul haneye ulaşıyoruz. Aynı dönemde kamudan sosyal yardım alanların sayısı da 17 milyon olarak yahmin edilmektedir. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın (Artık Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ASHB) faaliyet raporlarına göre sosyal yardım alanların sayısına baktığımızda ortaya çıkan tablo da aşağıdaki gibidir: AKP iktidarının sosyal yardım stratejisi, milyonlarca haneyi “muhtaç” konumuna indirgemek, burada sabitlemek, özellikle nakit yardımlara ve yardım beklentisine bağımlı kılmak üzerine kurulu. Nakit yardımlar toplam içerisinde yüzde 90 civarında. Yardımların yüzde 62’si doğrudan ev kadınlarına ulaştırılıyor. Yardımlar aslında çok küçük oranlarda ama yardım çeşitliliği dikkat çekiyor. Buna göre ASHB’nın Aile Yardımları, Sağlık Yardımları, Eğitim Yardımları, Engelli-Yaşlı Yardımları, Barınma-Gıda Yardımları başlığında toplam 45 kategoride yardım yaptığı görülüyor. Dağıtım mekanizması da önemli: Türkiye’de mevcut 1003 Sosyal Yardım ve Dayanışma Vakfı, bu yardımların dağıtılmasında görev alıyor. Böylece yardım dağıtım sürecinde çok sayıda aktörün devreye girmesi mümkün oluyor ve sivil toplum da işin içerisine bir şekilde dahil ediliyor. Buradaki muğlaklık, yardımları AKP örgütünün ve ona yakın dini yapıların dağıttığı algısının derinleşmesine hizmet ediyor. Bu tabloya yerel yönetimler eliyle yapılan ayni ve nakdi yardımları da eklediğimizde ortaya çok aktörlü bir yapı çıkıyor. Neticede her temas iz bırakır. Evet yardımlar çok küçük ama bir o kadar da çeşitli demiştik. Doğru; bu kriz ortamında yardımlar sadece günü kurtarmaya yetiyor. Buna rağmen yardım sürecine katılan çok sayıda aktör, “muhtaç” ailelerle temas halindeler ve beklenti yaratmayı gayet iyi biliyorlar. Yoksullar sahada kimi görürlerse onlara yaslanmak zorundalar. Bu da gayet anlaşılır. CHP’nin 11 büyükşehrin yerel yönetimlerini kazanması ve toplumcu belediyecilik üzerinden yoksullarla yeni bağlar kurmasının, iktidarı neden endişelendirdiğini anlamak çok da zor değil. Bu konuya yeniden döneceğiz… AKP önümüzdeki seçimde de aynı stratejiye yüklenecek: İktidarın Covid-19 nedeniyle giderek kırılganlaşan farklı toplum kesimlerine kalıcı destekler sunma gücü yok. Herhangi yapısal bir sorunu çözmesi de mümkün değil. Örneğin işsizliği kısa vadede çözemeyeceği çok açık. Emeklilik reformu da yapamaz. Bırakınız beyaz yakalıları, esnafa bile verecek kaynak bulması çok zor. Ne de olsa esnaf kendisini “makul orta” içerisinde algılıyor ve ona göre destek bekliyor. AKP esnafı da boş bırakmaz ama eski yöntemleriyle tatmin etmesi çok kolay değil… O zaman AKP bildiğini yapacak yine: En yoksul 6 milyon haneyle muhtaçlık ilişkisi üzerinden bağ kurmaya çalışacak. Hesap belli: En kırılgan kesimlerin siyasal sadakatini devşirmenin diğerlerinden daha kolay olduğu. Böylece yoksulluk sınırının altındaki milyonlara odaklanılacak. Sadece kamunun gücü kullanılmayacak. Hükümete yakın STK’lar ve zengin iş çevreleri de bu yardım furyasına dahil olacaklar. Hele sonuncular ballı börekli ihalelerinin diyetini seçim zamanında ödemek zorundalar. İktidar kaybı en çok onları endişelendiriyor. Yukarıdaki tabloya bakıldığında Covid-19’un da etkisiyle ASHB’ndan düzenli veya süreli destek alan hane sayısının 6.630.682 haneye çıktığını görüyoruz. İlginç biçimde devletin Covid-19’la mücadele için devreye soktuğu Sosyal Koruma Kalkanı kapsamında yaptığı (1000 TL’lik) Faz I, II ve III desteklerinden yararlanan kişi sayısı da 6.126.127. Bu ödemeler ASHB’nin kendine göre yaptığı bir önceliklendirmeye göre “en muhtaç” görülenlere yapılmış durumda. Bu da gösteriyor ki ülkemizde yardımlara muhtaç hane sayısı 6 milyonun üzerinde (Yaklaşık 20.522.525 kişi). Pandemiyle “muhtaç” duruma düşenlerin sayısının arttığını ve daha da artacağını tahmin edebiliriz. * CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı
Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlayan Taşkın, 2002 yılında Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yardımcı doçent olarak göreve başladı. 2015 yılında profesör oldu. 7 Şubat 2017’de Barış Bildirisine imza attığı gerekçesiyle üniversiteden ihraç edildi. Taşkın, 2011 yılında İstanbul CHP İl Örgütü’nün AR-GE biriminde gönüllü olarak çalışmaya başladı. 2018 yılında yapılan 36. Olağan İl Kongresi’nde İstanbul delegesi seçildi. Aynı yıl yapılan 36. CHP Olağan Kurultayı’nda Bilim Yönetim Kültür Platformu’ndan Parti Meclisi’ne seçildi. 24 Haziran 2018 Genel Seçimlerinde İstanbul I. Bölge’den milletvekili adayı gösterildi. Parti Okulu'nda, Türkiye'de ve dünyada Sosyal Demokrasi konularında dersler veren Taşkın, 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri sürecinde İstanbul İl Başkanı’na bağlı Yerel Seçim Masası’nda görev yaptı. 37. CHP Olağan Kurultayı'nda (25-26 Temmuz 2020) Bilim Yönetim Kültür Platformu’ndan Parti Meclisi’ne ikinci defa seçildi. Yüksel Taşkın, CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürütmektedir. Taşkın’ın çalışma alanları arasında olan Türkiye siyaseti; Türkiye’de Milliyetçilik, Muhafazakârlık ve siyasal İslam; Demokratikleşme sorunları; Ortadoğu’da toplum ve siyaset; gençlik ve siyaset konularında kitap ve makaleleri yayınlandı.
Editör: TE Bilisim