Cumartesi, Nisan 20, 2024

Ahmet Özer yazdı | Topyekün karantinanın düşündürdükleri ve corona filminin gösterdikleri

Bir büyük film düşünün, seti bütün dünya, figüranları 7 milyar insan, başrolde bir virüs. Ancak bu başrol oyuncusunu yaratan egemenler şimdi onu yönetmekte aciz kalıyor. Dev devletler ve kendilerini dev aynasında gören yönetenler bir virüs karşısında cüceye dönüştüler.

Oysa uzun bir zamandır bilimi kötü emellerinin emrine verip teknolojiyi zıvanadan çakarmışlardı. İnsansız hava araçları, güdümlü füzeler, savaşan robotlarla övünüyorlardı. Öyle ki tekellerine geçirdikleri teknoloji ile herşeyi yapmaya müktedir oldukları algısını yerleştirmişlerdi insanların zihnine, ama bir virüs ne kadar aciz ve cüce olduklarını gösterdi bize. Çünkü insanı ve doğayı yok etmede kullandıkları kaynakları insanı ve doğayı yaşatmak için kullanmamışlardı.

Nasıl mı,? Anlatayım:

İki Büyük Mücadele

İnsanoğlunu geçmişten beri iki büyük mücadele içinde olagelmiştir. İnsanın insanla ve insanın doğayla mücadelesi. Her iki mücadele de egemenlerce yanlış kullanılmıştır.

O yüzden insanın insanla mücadelesi silahları, silahlar savaşları, savaşlar ölümleri ve kıyımları getirmiştir. Sadece son iki dünya savaşında 70 milyon insan öldü bir o kadarı sakat kaldı.

İnsanın doğayla mücadelesi alet edavatı, o da sanayileşmeyi, geldiğimiz noktada açgözlü sanayileşme ve endüstrileşme dünyayı tahrip etmiş, kirletmiş yaşanmaz hale getirmiştir.

Nasıl mı, işte virüsün ettikleri bize bunu gösteriyor. Daha fazla kar için kurutulan nehirler, kesilen ormanlar, öldürülen hayvanlar, katledilen topraklar doğanın dengesini altüst etti. Açgözlü kurtlar gibi habire saldırıldı doğaya. Kendini herşeye müktedir görenler bunu güç uğruna mübah saydı. Şimdi ne paraları ne silahları ne de şato ve sarayları bu küçücük virüsle baş edemez oldu.

Özgürlük ve hastalık dengesinde, hükümetler ellerini rahatlatmak insanlar da sağlıkları için kendilerini evlerine hapsettiler. Daha fazla sağlık için daha fazla özgürlükten feragat etmek zorunda insanlar. Peki bu hastalığı atlattı diyelim insanlık yarın daha beteri ile karşılaşmayacağının garantisi var mı? Yok. Yok ama bunun için bu günden yapmamız gereken birşey var. Daha doğrusu iki şey var: Herşeyden önce doğaya ve kendi kendimize saldırmaktan vazgeçmeliyiz. Yani “Bir U Dönüşü” gerekiyor.

Evet insanoğlu bu gidişin gidiş olmadığını artık görmeli, iki şey yapmalı, başka da yolu yok

1-Kendisi ile barışmalı
2-Doğa ile barışmalı

Kendisi ile barış gerçek anlamda insan hakları, demokrasi, özgürlük ve eşitliğin içselleştirilmesinden geçer. İnsan yaşamına ve sağlığına daha büyük önem verilmeli.

Doğa ile barış ise çevre bilincinin bir hakkın yerleştirilmesinden geçer.

Doğa açgözlü saldırmaya devam edilirse bir küçük virüsle bile ne yaptığını gördük, Allah beterinden korusun. O halde yol yakınken geri dönülmeli.

Yaşaması için doğanın bize ihtiyacı yok ama bizim yaşamak için doğaya ihtiyacımız var. Hem de sonsuz gerekçelerle.

O halde artık güç ve para uğruna kendimizi ve doğayı tahrip etmekten vazgeçelim. Umalım ki bu virüs bize bunu göstermiş olsun.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER