Çarşamba, Nisan 24, 2024

Ahmet Özer yazdı | Korona biyolojik bir silah olabilir mi?

Marx “insanlık tarihi, sınıf mücadelesinin tarihidir” der.Bu yüzden önce krallar bulundukları coğrafyada hükümran olmak için kapıştı; sonra şahlar, padişahlar topraklarını genişletmek için savaştı, ardından imparatorlar büyük toprak parçalarını birleştirerek egemenliklerini dünya yüzüne yaymak için kapıştı.

Bunların ardından kurulan ulus devletler, ideolojilerini hakim kılıp, sanayi hammaddelerine sahip olmak ve pazarları sömürmek için savaştı. Hepsi de yoksul kitleleri din ve milliyet adına savaşa çağıdılar. Oysa işin aslı Şuydu: Kendi topraklarını büyütmek, pazarlara egemen olmak için zavallı yoksul halkları savaşa çağırıyorlardı. “Haydi gelin bizim için savaşın” deselerdi kimse gitmeyecekti. O yüzden cenneti ve ganimeti bir rüşvet gibi (onları savaş tuzağına çekmek için) gözlerinin önünde sallandırdılar.

Zavallı dindar! Hristiyan, Musevi ya da Müslümanlar, “Gelin savaşa, eğer ölürseniz şehit , kalırsanız gazi olacaksınız, üstelik ganimet de cabası” sözlerine çoğunlukla kandılar. Oysa amaç onları cennete göndermek ya da ganimete boğmak değildi. Hepsi de güç ve egemenlik adına yapılıyordu.

Güç, tarım imparatorlukları döneminde toprak, ulus devletler çağında ise pazara hakimiyeti. Bu yüzden toprak döneminde, din ve mezhepleri; pazar döneminde ise ırk ve milliyet ayırımlarını savaşın mezesi yapıp büyük yoksul kitleleri kendi amaçları için birbirine kırdırdılar.

Derken artık dünyaya egemen olmaya çalışan devletleri de yönetmeye çalışan büyük karteller belli etmeden çatşıyor. Gezegene tek başına hükmetmek için, onlara ucuz ama etkili silah(lar) lazım.

O yüzden ben Marx’ın bu belirlemesini şöyle çevirebilirim. İnsanlık tarihi savaşlarda üstün gelmek için icad edilen silahların tarihidir.

Bunun koronayla ne ilgisi var diyeceksiniz? Ben anlatayım kararı siz kendiniz verin.

Önce kas gücü ile savaştı insanlar, sonra daha fazla öldürsünler diye kaslı kolların tuttuğu güçlü elleriyle kılıç, kalkanla, sivri uçlu mızraklarla saldırdılar birbirine.

Zaman geldi bu da tatmin etmedi güçperestleri. Barutlu tüfekleri tutuşturdular yoksul köylülerin eline, kendi güçleri için savaşsınlar diye.. Bir kaç yüz yıl da (16-19 yy) böyle geçti.

Ve nihayet 20. yüzyıldaki savaşların seyrini değiştiren iki alet yapıldı: Toplar ve uçaklar. Artık yapılan savaşlarda fazla ordusu olan değil fazla topu tüfeği olan kazanıyordu.
20. yüzyılın Birinci ve İkinci paylaşım savaşları böyle geçti.

20. Yüzyıl gelişme yüzyılı olarak anılır. Oysa bu yüzyılın diğer yüzü hep unıtulur. Bu yüzyıl insanlığın en hunhar, en vahşi, en kıyıcı ve en utanç verici yüzyılıdır.

Bu vahşi yüzyıldaki savaş, katliam ve pogrpmlarda yüz milyondan fazla insa öldürüldü.. Bunun iki misli insan sakat kaldı. Hele bilimin kötü ellerde atoma dönüşmesi can ve mal kayıpları açısından korkunçtu.

Bu tarz savaşların maliyetinin çok fazla olduğunu gören ultra kapitalizm yeni savaş makineleri icat etti.

21. Yüzyılın başında silahlı insansız hava araçlar (sihalar), ihalar, güdümlü füzeler, girdiği yeri paramparça eden akıllı bombalar icat ettiler. Amerikalı George Okyanustaki savaş gemisinde viskisini yudumlarken, bir düğmeye basmak suretiyle gönderdiği uzun menzilli bir füze ile binlerce kilometre uzaktaki bir hedefi yok edebiliyordu. Lakin gene de bomba gemi, adam vs ile pahalıydı.

İkinci dünya savaşını sonlandıran atom bombası Hiroşima ve Nagazakide birkaç saat içinde beşyüzbin insan öldürmüştü, ama bu arada yaratılan her türlü ekonomik değeri de yok etmişti.

Aç gözlü emperyaller için insanın ölümü bişey değildi fakat sermayenin tahribi kötüydü. İşte bunun üzerine yeni bir yıkıcı silah bulunmalıydı. İnsanlar öldüren ama fiyakalı binalara, yollara, otobanlara, dev avmlere bişey yapmayan bir silah. Bulundu da: Hidrojen bombası. Lakin bunun maliyeti de yüksekti. Kullanıldığında astarı yüzünden pahalı olabilirdi.

İşte bu çalışmalar sürerken maliyeti az ama etkisi korkunç olan yeni bir silah devreye sokuldu: Biyolojik silah(lar). Yani bir virusle dünyayı fethe çıkmak daha kolay ve az maliyetli olabilirdi! Ve artık “ekonomik değerden düştükleri” için gereksiz saydıkları insanları yeryüzünden silmenin sorumluluk taşımayan kolay yolu bu olabilirdi…! Tıpkı korona’nın şimdi yaptığı gibi. Varın gerisini siz düşünün

Bu illa böyledir demiyorum. Bir, bunu da kafamızın bir köşesinde tutalım; iki, bundan sonraki savaşlar ve kıyımlar artık biyolojik silahlarla yapılacak diyorum.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER