Yörük Ali Efe, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde, düşmana karşı koyarak, vatanını savunmuş bir Türk kahramandır. Yörük Ali Efe’nin hayat hikayesi, bizlere vatan sevgisinin, cesaretin ve fedakarlığın en güzel örneklerinden birini sunar.

Bugün, sadece ailemizin değil, tüm Türk milletinin de gururu, büyük dedem Yörük Ali Efe’yi anmak istiyorum. Ölümünün 72. yılında (23 Eylül 1951’de), O’nun kahramanlıklarını, vatan sevgisini ve aziz hatırasını yâd etmek, onun yaşamının ve mücadelesinin anlamını yeni nesillere aktarmak “en küçük torunlarından olan benim için” büyük bir görevdir. O, vatan topraklarını korumak, milletinin hür ve bağımsız yaşamasını sağlamak adına sergilediği kahramanlık ve fedakarlıkla tüm zamanların unutulmaz simalarından biri oldu.

O, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde, düşmana karşı koyarak, vatanını savunmuş bir Türk kahramandır. Yörük Ali Efe’nin hayat hikayesi, bizlere vatan sevgisinin, cesaretin ve fedakarlığın en güzel örneklerinden birini sunar. Bu yazımda, büyük dedem Yörük Ali Efe’nin izlerini sürerek, onun vatan aşkını, cesaretini, inançlarını ve değerlerini sizlerle paylaşmayı arzu ediyorum.

1896 yılında Aydın’ın Sultanhisar ilçesine bağlı Kavaklı köyünde doğan ve Ege’nin dağlık alanlarında büyüyen büyük dedem, özgürlüğe olan bağı ve zeybeklik geleneğini koruma isteğiyle, halkın büyük saygısı ve sevgisini kazanmıştır. Henüz 19 yaşındayken, Aydın dağlarını mesken tutan Alanyalı Molla Ahmet Efe’nin zeybeklerine katılmaya karar verdi. Kısa sürede, Efe’nin ve diğer zeybeklerin güvenini ve sevgisini kazanmayı başararak grubun içinde ikinci adam pozisyonuna ulaştı. Alanyalı Molla Ahmet Efe’nin, Bozdoğan Kavaklıdere baskınında hayatını kaybetmesinin ardından Yörük Ali, “Efe” unvanını alarak, grubun lideri oldu. Dört yılı aşkın süre dağlarda yaşayarak, ezilenlerin, mağdur olanların ve güçsüzlerin yanında yer aldı. Halk tarafından yoğun sevgi ve saygı gördü, ve halkın desteğiyle daha da güçlendi.

Millî Mücadele zamanında, Batı Anadolu’nun düşman işgali karşısında savunulmasında Kuvayımilliye merkezi bir rol ve öneme sahiptir. Bu direniş hareketi içerisinde, Yörük Ali Efe, önemli bir sorumluluk almış ve bu görevi başarılı bir şekilde ifa etmiştir. O’nun en önemli başarı hikayelerinden biri 1919 yılında yaşanmıştır. O yılda, Yunan Ordusu İzmir’i takiben Aydın ve Nazilli’yi de işgal altına almıştı. Yörük Ali Efe ve kızanları, Sultanhisar ile Atça’yı birbirine bağlayan Malgaç deresi üzerindeki Malgaç demiryolu köprüsü yanında konuşlanmış Yunan karakoluna bir baskın düzenlediler.

Baskının sonucunda, karakol tamamen yok edildi, cephane ve erzaklar tümüyle ele geçirildi. Bu baskın, Batı ve Güney Anadolu’da işgalci kuvvetlere karşı düzenli, bilinçli ve millî bir şuurla gerçekleştirilen ilk baskın olarak kabul edildi. Yunan işgaline karşı mücadelede bir dönüm noktasını oluşturan bu baskın, Kuvayımilliye birliklerinin mücadele azmini daha da arttırdı. Başka bir ifadeyle Yörük Ali Efe, Malgaç Baskını gibi önemli harekâtlarla düşman işgaline karşı büyük direniş gösterdi ve Kurtuluş Savaşı’nın seyrini değiştirdi. Onun bu mücadelesi, milli bilincin uyanmasına ve halkın direniş azminin artmasına vesile oldu. Öte yandan, beklenmeyen bu baskın karşısında Yunan Ordusu, büyük bir paniğe kapılarak gerideki mevzileri yakıp yıktı ve Nazilli’deki kuvvetlerini terk ederek, Aydın yönüne çekilmek zorunda kaldı.

Ege Bölgesinde gösterdiği başarılarının ardından 7. Tümen Komutanının Başkanlığında oluşturulan halk meclisi tarafından, oy birliği ile alınan bir kararla Yörük Ali Efe’ye Aydın’ın kurtarılması görevi verildi. Efe, emrindeki birliklerle birlikte Aydın’ı yeniden kontrol altına aldı. Fakat takviye birliklerle desteklenen Yunan ordusu, Aydın’ı ikinci kez işgal etmeyi başardı. Yörük Ali Efe’nin stratejik zekâsı ve liderliği sayesinde, Köşk, Umurlu ve Dörtyol’da cepheler kurularak, gösterilen olağanüstü cesaret sayesinde, sayı ve teçhizat açısından üstün olan düşman birlikleri, büyük zararlara uğratıldı. Yörük Ali Efe ve onun liderliğindeki güçlerin, düşman kuvvetleri karşısında gösterdiği bu direniş, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, Türk milletini bağımsızlığına kavuşturacak düzenli bir ordu oluşturabilmeleri için kritik bir zaman kazandırmıştır. Bu, Türk milletinin kendi kaderini çizme ve bağımsız bir ulus olarak var olma mücadelesinde önemli bir adım olmuştur.

Düzenli ordunun kurulmasının ardından Yörük Ali Efe, savaş deneyimi olan ve yetenekli grubuyla birlikte TBMM Ordusu’na dahil oldu. Milis Miralay rütbesine yükseltildi ve Millî Aydın Cephesi Komutanlığı’na atandı. Savaşın sona ermesinin ardından gösterdiği üstün başarılar nedeniyle TBMM tarafından Kırmızı şeritli İstiklâl Madalyası ile taltif edildi.

Yörük Ali Efe’nin hatırasını yaşatmak, onun milletimize ve vatanımıza olan sevgisini gelecek nesillere aktarma görevini “en küçük torunu olarak önce kendi üzerime” alıyor, ardından da hepimize bu sorumluluğu hatırlatıyorum.

Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmaya yüz tuttuğu zorlu dönemlerde, umutsuzluğa kapılan halk için bir ışık olan, Millî Mücadele yıllarında Batı Anadolu Bölgesi’nin düşman işgaline karşı savunulmasında Kuvayımilliye hareketinin lideri olan büyük dedem Yörük Ali Efe, bu direnişin ve mücadelenin kahramanlarından biri hâline geldi.

Torunu olmaktan gurur duyduğum büyük dedem Yörük Ali Efe’yi ebediyete uğurlayışımızın 72. yıl dönümünde önünde hürmetle eğiliyor, kendisini rahmet ve şükranla anıyorum. Büyük dedemin vatan sevgisi, kahramanlığı ve mücadele azmi, her zaman anılarımızda ve kalbimizde yaşamaya ve onun mirası, bizlere ilham kaynağı olmaya devam edecek.

Yazımı sonlandırırken, Yörük Ali Efe’nin hatırasını yaşatmak, onun milletimize ve vatanımıza olan sevgisini gelecek nesillere aktarma görevini “en küçük torunu olarak önce kendi üzerime” alıyor, ardından da hepimize bu sorumluluğu hatırlatıyorum. Bu büyük kahramanın vatanseverliği, cesareti ve fedakarlığı, Türk milletinin birlik ve bağımsızlık mücadelesinin sembolüdür. Onun izinden gitmek ve onun gibi vatanını seven ve savunan birer vatansever olmak, milletimize olan borcumuzu yerine getirmenin bir yoludur. Yörük Ali Efe’nin hatırasını yaşatmak, Türk milletinin tarihine olan saygımızın bir ifadesidir.

ü

Son olarak sözlerimi, Ziya Gökalp’in Yörük Ali Efe’ye hitaben yazdığı şiiriyle bitirmek isterim:

“Ey Yörük Ali! Sen bir kahramansın,

Güneşin dudağı alnından öper;

Yirmi bir yaşında genç bir aslansın,

Baş eğer önünde dağlar, tepeler...

İzmir'e girerken Yunan askeri,

Çobandın, elinden kavalı attın.

Düşmandan vurarak yüz on neferi,

Tatlı şarabına zehirler kattın.

Tunçtan ayakların iki Hisar'da,

Her kıt'a üstünde bir elin olsun!

Duracak ebedi Türk bu diyarda;

Boğaz'da ebedi heykelin olsun!”

ü

ü

Editör: Asmin Kavas