PolitikYol - Özel

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine 'ahmak' dediği iddiasıyla yargılanıyor. Davanın ilk ayağında İmamoğlu'na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezası verilmişti. Dava, iki yıldır İstinaf Mahkemesi'nde.

PolitikYol, kamuoyunda 'ahmak davası' olarak bilinen davayla ilgili en çok merak edilen 7 sorunun yanıtını derledi. 

1- Kamuoyunda ‘ahmak davası’ olarak bilinen dava neden ve hangi sözler gerekçe gösterilerek açıldı?

Ekrem İmamoğlu, 31 Mart 2019’daki yerel seçimlerde İstanbul'u kazandı ancak itirazlar nedeniyle mazbatasını 17 gün gecikmeli olarak aldı. Göreve başlamasından kısa bir süre sonra ise 6 Mayıs günü Yüksek Seçim Kurulu (YSK), seçimlerin tekrarlanmasına karar verdi. Bunun üzerine 23 Haziran’da belediye seçimleri tekrarlandı. İmamoğlu yüzde 54,21 oyla yeniden başkan seçildi.

İmamoğlu, 30 Ekim 2019’da Fransa/Strasbourg’da düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ndeki konuşmasında, “Seçim döneminde kamu kaynaklarının iktidar lehine sınırsız şekilde kullanıldığını, kampanya süresince toplumu bölen ve kutuplaştıran bir dil kullanıldığını, Cumhurbaşkanı ve kabine üyelerinin seçim yasaklarını dikkate almayan eylem ve uygulamalarda bulunduklarını, iktidarın İstanbul’da seçimi YSK kararıyla iptal ettirerek kazanmak istediğini” söyledi. 

Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise İmamoğlu’nu “Avrupa Parlamentosu’na gidip Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum; bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Yazıklar olsun” sözleriyle hedef aldı. İmamoğlu, aynı gün Soylu’nun bu açıklamasına yanıt vererek, seviyesiz tartışmalara girmeyeceğini vurguladı. İmamoğlu, “Dünyada, Avrupa’da bizim nereye düştüğümüzü görünce, 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce buna odaklansınlar” dedi.

Bu sözlerin üzerine YSK Başkanlığı’nın suç duyurusunu işleme koyan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Bürosu tarafından iddianame hazırlandı.

2- Hangi suçlama yöneltildi, ‘siyaset yasağı’ talebinin dayanağı neydi?

Savcılıkça hazırlanan iddianamede, İmamoğlu’nun 4 Kasım 2019’da yaptığı basın açıklamasında kurul üyelerine hakaret ettiği aktarıldı. O dönem YSK Başkanı olan Sadi Güven ve 10 YSK üyesine yönelik zincirleme şekilde 'kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret ettiği' ileri sürüldü. Bu kapsamda 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

Aynı zamanda iddianamede, Türk Ceza Kanunu’nun 53’üncü maddesi kapsamında, 'belirli haklardan mahrum bırakma' yani kamuoyunda da tartışıldığı haliyle ‘siyasi yasak’ talep edildi.

3- Dava sürecinde neler yaşandı?

İddianame İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek, İmamoğlu hakkında dava açıldı.

İmamoğlu, 10 Ocak 2022’de yaptığı savunmada “Sorunun temelinde İçişleri Bakanı’nın şahsıma yönelik açıklamalarında ‘ahmak’ kelimesini kullanmasıdır. Söz konusu cevabım bu sorunun üzerine olmuştur. Muhatabı da Sayın İçişleri Bakanı’dır” dedi. 1 Haziran 2022’de görülen dava, önce 21 Eylül’e ertelendi, bu süreçte mahkeme hakiminin görev yeri değişti. İmamoğlu’nun katılmadığı 1 Haziran’daki duruşmayı dönemin CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi yetkilileri ve İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu da izledi. 11 Kasım’da savcı İmamoğlu için en üst sınır olan 4 yıl 1 ay ceza ve siyasi yasak istedi. Ancak duruşma nihai karar için 14 Aralık 2022’e ertelendi.

Kararın açıklanacağı saatlerde, İmamoğlu herkesi Saraçhane’ye çağırdı. Dönemin İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Ankara’dan yola çıkarak İstanbul-Saraçhane’ye gitti. İmamoğlu ve Akşener birlikte halkın karşısına çıktı. Dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise Almanya programını yarıda keserek Türkiye’ye döndü ve İmamoğlu’nu Saraçhane’deki İBB binasında ziyaret etti. Saraçhane önündeki mitinge birçok çevreden isimler de katıldı.

Yargılama sonunda, İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve ‘siyasi yasak’ kararı verildi. Yerel mahkemenin kararının dayanağı olan TCK’nın 53/1 maddesi uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, 53/3 uyarınca ise mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilmesine kadar yoksun bırakılmasına karar verildi. Davadan çıkan bu sonuç, kararın kesinleşmesiyle Ekrem İmamoğlu’nun ‘siyasi yasaklı’ hale geleceği anlamına geliyordu.

4- Dava neden istinafa taşındı?

Yerel mahkemenin verdiği karar, nihai karar olmadığı için itiraz yoluna başvuruldu. Hem İmamoğlu’nun avukatları hem de cumhuriyet savcısı tarafından karar istinaf edildi. Olağan bir itiraz yolu olan istinaf başvurusu, ilk derece mahkemelerin (yerel mahkemeler) verdiği karara karşı yapılabilir. İstinaf başvuruları, Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından incelenir ve karara bağlanır.

İtiraz incelemesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 24. Ceza Dairesi yetkilendirildi. Ancak incelenme sırası beklenirken, daire başkanı ve mahkemenin bir üyesi görevden alındı. Daire başkanı Sezai Öztürk'ün yetkisi kaldırıldı. Öztürk, 2. Ceza Dairesi Başkanlığı’na gönderildi. Öztürk’ün yerine Yaşar Kılınç atandı. Aynı dairenin üyesi Rüştü Yamak ise 1. Ceza Dairesi Üyeliği'ne atandı. Yamak’ın yerine Muharrem Ballı atandı. 

Görev değişikliğinin nedeni ise “İmamoğlu’nun davasının öne çekme” olarak değerlendirildi.

5- İstinaf mahkemesindeki süreç hangi aşamada?

Yerel mahkeme tarafından 14 Aralık 2022’de açıklanan karar, 29 Aralık 2022’de istinaf mahkemesine taşındı. Ancak yaklaşık iki yıla yakın süredir henüz itiraz incelemesi, karara bağlanmadı. İstinaf ve temyiz sürecinin ne kadar süreceği de merak edilen bir konu olmakla birlikte bu konuda net bir süre bulunmuyor. Normal şartlar altında bu süreçler, mahkemelerin dava yüklerine göre değişebiliyor. Örneğin İmamoğlu davasının istinaf sürecini yürütecek olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri’ne 2021 yılında toplamda 186 bin 673 dava geldi. Bu davaların yaklaşık yüzde 40’ını 2020 yılından devreden davalar oluşturdu. Mahkeme bu davalardan yüzde 63’ünü karara bağlarken 68 bin 625 dava bir kararla sonuçlanmadan 2022 yılına devroldu. Fakat siyasi sonuçları olan davaların diğer davalara oranla hızlı şekilde sonuçlandığı örnekleri de göz önünde bulundurulduğunda mahkemenin yakın zamanda itirazı karara bağlaması bekleniyor.

Mahkemenin kararı beklenirken gazeteci İsmail Saymaz, mahkeme heyetinin 2'ye karşı 1 çoğunlukla ceza verme eğiliminde olduğunu, 1 üyenin de ikna edilmeye çalışıldığını iddia etti.

6- İstinaf mahkemesi İmamoğlu’nun itirazını reddeder veya kararı onarsa ne olacak?

İstinaf mahkemesi, itirazı yerinde bulup yerel mahkeme tarafından verilen kararı bozabilir ya da itirazı reddedebilir. İtirazın yerinde bulunup kararın bozulması durumunda, ilk derece mahkemesinin hükmü ortadan kalkmakta ve ilk derece mahkemesine geri gönderilen dosyada hukuka aykırılığın giderilmesi için mahkemece kovuşturma evresi yeniden başlamaktadır.

Fakat kararın onanması, durumunda bu kez Yargıtay’a temyiz süreci başlıyor.

7- İstinaf mahkemesinin vereceği karar sonrası İmamoğlu ‘yasaklı’ hale gelecek mi?

İstinaf mahkemesinin kararı, onama yönünde olsa dahi nihai karar anlamına gelmiyor. İmamoğlu’nun bu kez Yargıtay’a kararı temyiz etme hakkı doğuyor.

Hendek katliamı davasında karar bozuldu Hendek katliamı davasında karar bozuldu

Aslında beş yıl ve daha az hapis cezaları, miktarı ne olursa olsun adli para cezaları 2019’a dek temyize dahil değildi. Ekrem İmamoğlu’na da kısa süreli hapis cezası verilmiş olması sebebiyle davanın temyize taşınamayacağına yönelik bir tartışma sürüyor.

Fakat, 17 Ekim 2019’da 7188 sayılı Kanun ile CMK’nın Temyiz yan başlıklı 286. maddesine eklenen 3. fıkra, hakaret suçunun kamu görevlisine işlenmesine ilişkin davaları da temyiz edilebilir kılıyor. 2019 tarihli bu düzenleme, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden gelen eleştiriler doğrultusunda İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında yapılmıştı. 

Temyiz sürecinde, İstinaf Mahkemesinin verdiği nihai karar hukuka uygun olup olmadığı hususunda denetlenir. Yargıtay’ın vereceği bu karar, aynı zamanda davayı kesinleştirecek olan karar. İstinafın sona ermesinden itibaren temyiz başvuru süresi ise iki hafta. Yargıtay, incelemeleri sonucu oluşturduğu tebliğnamede kesin kararını açıklar.

Şayet Yargıtay, kararı onarsa İmamoğlu hakkında verilen hem hapis cezası hem de siyasi yasak kararı kesinleşmiş olacak. Bu da İmamoğlu’nun belediye başkanlığı, partisi içindeki pozisyonları ve tüm siyasi faaliyetlerde yer almasını engelleyebilir. Nitekim bu sonuç, olası bir seçimde İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmasını da engeller.

Ancak, Yargıtay temyiz başvurusunu yerinde bulur ve kararı bozarsa; istinaf sürecinde olduğu gibi hüküm ortadan kalkmakta dava yeniden görülmeye başlar.