Cuma, Nisan 19, 2024

1947-1963 arası sendikacılığın bugünle benzerliği

İki sınıfın da farklı ülkelerde iktidar olduğu bir yüzyılda genç Cumhuriyet, kendi çıkarına olduğunu düşündüğü uzunca bir dönem denge siyasetini benimsedi. İkinci dünya savaşında tarafsızlığı uluslararası bir başarı olarak kabul gördü. İçerideki izlediği iktisadi politika ise dengeyi değil ne yapmak istediğini bilen bu doğrultuda yasalar yapan bir iktidar görüntüsündeydi.

1938 yılında çıkarılan cemiyetler kanunu ile sınıf esaslı dernek sendika kurmak yasaklandı. Bu yasa ırk, aile, cemaatleri de kapsıyordu. Bu kanunun asıl hedef aldığı kesim işçilerdi. Dönemin koşullarında çok partili yaşama geçişte bir demokratik atılım sergilemek isteyen iktidarın cemiyetler kanununda yaptığı değişiklik ile tarihe 1946 sendikacılığı olarak geçen kısa bir dönem, Türkiye Sosyalist Emekçiler ve Köylüler Partisi ile Türkiye Sosyalist Partisi öncülüğünde birçok sendika kuruldu. Bu sendikaların çıkartmış olduğu dergilerde halk sağlığı, işçi sağlığı, iş kazalarına değinen makaleler de yerini aldı.

İktidarı rahatsız eden bu sendikal gelişme 1947 yılında sıkıyönetim kararıyla kapatılır. CHP iktidarı sendikalar kanununa olan ihtiyacı görüp 5018 sendikalar yasasını çıkartır. CHP o dönem Türkiye toplumunun sınıfsız bir bütün olarak değerlendirdiği siyasi çizgisine uygun bir yasa ile grev hakkını işçilere tanımamıştır. Demokrat Parti muhalefetteyken grev hakkını savunurken iktidara geldikten sonra grevsiz sendika anlayışını devam ettirmiştir.

1950 yılında iktidara gelen DP yeni sermayedarlar yaratmak için özel uğraşlar sergilemiştir. Bu süreçte artan işçi sayıları ile birlikte iktidar yanlısı sendikalarda kurulmaya güçlenmeye başlamıştır. Hükümet sendikaların kontrolünü her zaman elinde bulundurmak için uğraşmış bunu da büyük oranda başarmıştır.

İktidar muhalefet arasındaki siyasi gerilim sendikaları da etkilemiştir. İşçi sendikaları sınıf esaslı sendikacılık uğraşı yerine kendilerini iktidara beğendirmek desteğini almak için özel çabalar sarf etmiştir. 1952 yılında Türkiye’deki çeşitli işçi sendikalarının bir araya gelerek bir üst merkez olarak kurulan Türk-İş siyasetten bağımsız hareket ilkesini iktidarın desteğini yanına alabilmek için 1957 yılında genel başkanlığa DP’li Nuri Beşeri seçerek tarafını netleştirmiştir.

Grev hakkının 1961 Anayasasıyla tanınması uygulanması için ise 1963 yılında gerçekleşen Kavel direnişinin önemli bir rolü olduğu unutulmamalıdır. Anayasada grev ve toplu sözleşme hakkı vardı. Yalnız kanunlaşmamıştı. Anayasal haklarını kullanan Kavel kablo fabrikası işçileri Maden-iş sendikası öncülüğünde 36 gün süren ilk fiili grevi gerçekleştirdiler. Büyük oranla talepleri kabul edilen işçilerin ilk grev ve kazanımlarıydı. ”1963 yılında 274 sayılı Sendikalar Yasası ve 275 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası kabul edildi ve 24 Temmuz 1963 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.”

Bir darbe sonrası Anayasaya giren ve sonrasında kanunlaşan grev hakkı yine bir darbe sonrası oluşan Anayasayla fiili olarak kaldırıldı. ”Sendikalaşma hakkı, toplu pazarlık hakkı ve grev hakkına 1982 Anayasası, 2821 sayılı Sendikalar Yasası, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası ve diğer mevzuatla birçok önemli kısıtlama ve yasaklama getirildi.”

12 Eylül darbe sonrası hali hazırdaki bütün sendikaların faaliyetleri durduruldu. Sınıf sendikacılığı açısından önemli bir deneyim biriktiren DİSK’in mal varlıklarına el konuldu. Yöneticileri uzunca bir yargılama ve cezaevi süreçleri yaşadı.

Bugün 18 yıllık AKP iktidarı da 12 Eylül anayasasının sendikal örgütlenme kısıtlamalarını sürdürüyor. Geleneksel sermaye ile kendi yarattığı sermeye sınıfının karşısında oluşacak bir direnç istemiyor. Sendikalarda dün olduğu gibi iktidar ile muhalefet arasında sıkışmış durumda kendi bağımsız sınıf temelli sendikacılık bağını kurmakta güçlük çekiyorlar. Var olabilmek için iktidar yada muhalefet ile siyasi bağlarını güçlendirip yollarına devam etmeyi tercih ediyorlar. İşçi sınıfının bu dönemde başka bir sendikacılık anlayışıyla buluşma olanağı çok yüksek görünüyor. 1946 sendikacılığı deneyiminin üzerine çıkacak bir sıçrama için kolları sıvamanın tamda zamanıdır.

Dipnotlar

http://www.yildirimkoc.com.tr/usrfile/1322171321b.pdf

http://eskidergi.cumhuriyet.edu.tr/makale/98.pdf

https://sol.org.tr/haber/1946-sendikaciligi-doneminde-isci-sagligi-yigin-ve-sendika-dergileri-3238

Kanunsuz Bir Grevin Öyküsü Kavel 1963 Zafer Aydın

 

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER